Sındırgı

Şair Muhittin GÖKAY ve Şiirleri

VATAN (Şiir)

Öyle güzel ki vatanım, 
Isıtıyor beni toprağın. 
Bir gün dahi ayrılırsam, 
Kendimi parçalanmış sayarım.

Her tarafın sınırlarla çevrili, 
Akarsuların kayaları delmeli. 
Senin bir parça yerini ölsem veremem, 
Sen bana canımdan daha kıymetli.

Seni başkalarına veremem vatanım, 
Taşını toprağını aşıp gelemem. 
İçerimden istiyorum gezmek, gezemem, ,
Seni başkalarına verene hakkımı helal edemem!

Vatanıma yandım içten, 
Ağlıyorum niçin, neden? 
Alamazlar asla seni, 
Beni, bizi öldürmeden.

Vatanım, neden yakarsın beni? 
Her bahar geldiğinde ağlatırsın sen beni. 
Yıkılmış bağlarım, üzgünüm gör halimi, 
Bu derde sevk eden nedir acaba beni?

Sabah olur doğmaz güneş vatana, 
Gülü açmış bekler bülbülü boyunca, 
Ömrü yetmemiş dökülüyor solunca, 
Yanarım ben baharımda kuru dalına.



KADERE AĞLIYORUM (Şiir)

İçerimden geliyor yazamıyorum.
Yerlere döküleni alamıyorum. 
Geçen günlere yanamıyorum. 
Dökülenlere ağlıyorum hep ağlıyorum.

Tutmuyor elim yazamam ki derdimi, 
İçerimden geliyor bırakmıyor ki beni. 
Ben nasıl baş ederim çekemem ki derdini, 
Perişan halim böyle kaybediyorum kendimi.

Sevenim yok ki kimi seveyim?
Dost için parçalandım nasıl edeyim?
İçtiğim suyu da zehir edenleri, 
Ben nasıl parçalanıp candan seveyim?

Her taraf ıssız bilmiyorum ki neden, 
Yorgun şu gönlüm neşe yetmiyor içten.
Taşınmaz dertleri ben mi çekiyorum?
Yollarda düşüyorum giderken ben.


YUVASIZ KUŞLAR (Şiir)

Analar garip olur yanar yavrularına, 
Felaket gelir diye onların başına. 
Bir gün zalim onları alıp giderse, 
Dayanmaz dağlar taşlar onların bu feryadına.

Görünce hallerini döndü dünyam zindana, 
Alıp götürdü zalim bırakmadı hiç bana. 
Kaybettim ben kendimi dünya değişti bana, 
Parçaladım içimi her birine yana yana.

Duyursam sesinizi bütün millet yanacak, 
Sizi aldı elimden sanki kalbim kopacak. 
Yaşattım kalbimde bunca gün ben sizi, 
Alıp götürse Tanrım beni de sizin gibi.

Sensiz yaşamak haramdır artık bana, 
Dünya olsun artık sizin, olmazsa ne olur bana? 
Ben artık gidiyorum dünya kalsın hep sana, 
Benim yanmam nedir bilsen geride kalanlara.

Meyven yenmez bir dalsın, 
Kimse derdini sormaz haldasın, 
Dökülür düşer bir kenarda kalırsın, 
Solup gider beni her an ağlatırsın.

Her taraf gülle dolu ne güzel bu bahar, 
Bülbüller ötüşür gülleri arar. 
Dökülmüş gülü kalmış bir kuru dal, 
Beni ediyor deli ah bu sonbahar.

Dolaştım dikene düştüm giderken, 
Bülbülü aradım buldum giderken, 
Kalmamış gülü dökülmüş dikenden, 
Gülünü veren dikenini de verirmiş meğer.

Bir olmaza üzülürüm ben neden? 
Bir ah çeksem dağlar inler yerinden. 
Düştüm yuvarlandım tepeden, 
Tutun kaldırın beni kırık her tarafım yerinden.

Sormayın bana çok benim derdim, 
Dolaştım dünyayı dağları deldim. 
Kırılmış dalı, solmuş şu gülü 
Yaralı gönlüme merhem isterdim.

Gezdim şu dağları hiç yorulmadım, 
Bülbülü aradım ben bulamadım. 
Dolaştım bahçeyi hiç ayrılmadım, 
Dökülmüş dalından ben alamadım.

Kırılmış bahçemde şu gülün dalı, 
Aradım bülbülü gönlüm yaralı, 
Her günüm ızdırap gözlerim, 
Her günüm böyle benim ağlarım bazı..

Her tarafta şenlik, düğünler olsa, 
Herkes gülüp oynayıp neşeyle dolsa, 
Benim her günüm neden ızdırap? 
Kırılan gönüller benim mi yoksa?

Öyle üzgünüm ki sormayın bana
Hep yıkıldı dünyam, kalmadı dalım vallah! 
Sevinç, neşe, şenlik benim değildir, 
Her şey senin olsa ne fayda.

Akarsular gibi çağlarsın böyle, 
Sevgilerle dolmuş coşarsın öyle, 
Seni seveni hiç de görmezsin, 
Kesik ağaç gibi yıkarsın böyle.

Çok yerler gezdim ayrılamadım, 
Karıştırdım bir yere ayıramadım. 
En son kendim de ayrılınca 
İçimi bilinmeyen parçalara ayırdım.

Ben her gün böyleyim yanarım bülbülüme, 
Derdimi taşıyamam gücüm yetmez yüküne, 
Perişan halim böyle her gün onun peşinde, 
Yaralı gönlüm, düşmüşüm beni getirin tabibe.

Yazdım dağlarda gezerken üzgünümü, 
Yürümüşüm görmeden parçaladım bir bölümünü, 
Görünce üzüldüm ezdim gülümü,
En sonunda yaraladım garip gönlümü.

Ağlıyorum her gün böyle dağlarda, 
Giderken düşüyorum bazen yollarda, 
Kırılmış şu ağacın dalı altında, 
Yanarım ben baharımda kuru dalıma.

Her tarafı gezsem yine böyleyim, 
Yıkılmış evi barkı neyleyim? 
Gariplerin taşınmaz bunca dertlerini, 
Yüklensem sırtıma nasıl getireyim?

Niçin böyle oluyor?
Gül, dalında soluyor.
Her tarafı yakan güneş,
Beni hiç ısıtmıyor.

Kekliğim ötüyor, duydum sesini 
Yamada, bayırda buldum izini, 
Görünce üzüldüm garip halini 
Avcı vurmuş, yaralamış kendini.

Hep böyle üzgünsün, dertli sen misin? 
Derdine ilaç olsam ben yeter miyim? 
Her gün görüyorum hep böyle seni, 
Taşınmaz dertleri sen mi çekersin?

Her gün böyleyim gözlerim yaşlı 
Koştum peşinden aşamadım dağları. 
Ben seni kaybettim, parçaladım dünyamı 
Gücüm yetmez ömrüm kalmadı gayrı.

Bülbülün ötüşü yakıyor beni, 
Nerden geldim duymasaydım sesini. 
Sanki herkesin bunca dertleri, 
Beni ediyor deli, ağlatıyor kendimi.

Ben de bıktım şu dünyanın tadından, 
Kalmadı çiçeklerim, hep döküldü dalından. 
Her gün gelir geçersin hiç görmezsin yanımdan, 
Hiç farkın yok zehirlenmiş yılandan.

Dünyada ızdırabı bilmem ben mi çekiyorum 
Yıkılan her düzeni yoksa ben mi bozuyorum 
Yaşasam da yaşamasam da hiç fark etmez 
Zehir mi şu içtiğim ben de bilmiyorum

Dünyada ızdırabı ben mi çekerim, 
Her gün ağlamakla yoldan geçerim. 
Hep acıyı zehri ben de içeyim, 
Dost neşeli olursa ben de gülerim.

Her taraf neşeyle dolsa ben yine böyleyim, 
Her gün ağlarım kurumuş dal için neyleyim. 
Başımı taşlara vursan yine severim, 
Yaralandım içimden kanımla ben giderim.

Bir garibim şu dünyada yoktur hiç kimsem, 
Yıkıldı dünyam yoktur hiç neşem.
Yaşıyor muyum yaşamıyor muyum ben de bilmem
Olsam da olmasam da hiç değişmem.

KIŞ (Şiir)

Bir kıştır bu yağan yağmur kar olur, 
Bir sevgidir bu yanar da kül olur. 
Kimi yoksuldan erimiş de mahvolur, 
Beni de çiğner eritip sonradan da kaybolur.

Duramazdım gidiyorum dağlara, 
Ağlayarak ben de düştüm yollara, 
Yolum yoktur kar yağmıştır bağlara, 
Kırdı kollarımı bırakmadı kanat bana.

Her günüm acı, hüzün içinde, 
Gülleri açmamış bahçe içinde, 
Bülbülü beklerken neşe içinde, 
Kalmadı dalında gülüm döküldü yere.

Bülbül oldum ağlarım, 
Ben gül için yanarım, 
Seni sevmek suç ise 
Beni öldür Allah'ım.

Dereler coşup ırmaklar taşıyor, 
Deniz mi desem sular doluyor, 
Sevgiyi kaybetmiş kimi arıyor, 
Yıkılan gönüller böyle soluyor.

Güzellik istemem şenlik benim neyime, 
Hep yıkılmış dünyam üzgünlük var içimde, 
Her gün gidiyorum duramam ki peşinde, 
Yaralı şu gönlüm beni götürün tabibe.

Yazıklar olsun kaderin böylesine, 
Düşürdü beni çekilmez çileye, 
Bulamamış benden başka bırakmıyor peşimde, 
Düşüyorum giderken baygınlık var içimde.

Yıllardır yeter çektiğim şu çile, 
Kalmadı dünyamda yoktur hiç neşe, 
Gücüm yok götüremem ki böyle, 
Düşüyorum yollarda boşta giderken bile.

İçerimden seslensem inler mi dağlar?
Kırılan dallarda yoktur yapraklar. 
Kimi gitmiş şu dünyadan olmuş topraklar, 
Ben de gitsem çoğalır mı arsalar?

Bir garibin böyle çekerim acısını, 
Yollarda düşürdün sen bazısını, 
Derdi çok taşınılmaz haldedir, 
Hep ağlatır beni üzer acısı.

Ben de yanarım böyle hataya, 
Yıkıldı dünyamda kalmadı başka, 
Sevinç, neşe, şenlik benim değildir 
Her şey senin olsa ne fayda..

Her tarafı gezsem türlü acılar, 
İçerim yanıyor başlar sancılar, 
Gözümden akıyor şu kanlı yaşlar, 
Kalbimden vuruldum başlar ağrılar.

Öyle oluyorum ki ben bazı deli, 
Her tarafın vardır kalbimde yeri, 
Ayrılmak istemem gezsem her yeri, 
Kalmadı dizimde dermanım hani.

Yükseklerde değil, alçaklarda işim, 
Alçaklarda yaralandım götürenim yok benim. 
Belki şu dünyadan ölüp giderim, 
Acılarla kavrulanım vardır daha benim.

Artık gidiyorum ben uzaklara, 
Haberim ulaşmaz daha diyarlara, 
Her gün böyle yanıp ağlarım, 
Tüm geride kalmışlara.

Üzgünüm dertli içim, 
Gülmüyor kalbim niçin? 
Her gün durmadan ağlıyorum, 
Bilmiyorum ama niçin.

Öyle mutluyum ki bir his var içimde, 
Bir sevgiye kavuştum sevinç dolu gönlümde, 
Her gün gidiyorum duramam peşinde, 
Sanki ameliyat olmuşum yaram varmış içimde.

Fırtınalar almış götürür seni, 
Yıkılmış dünyası virane olmuş hali. 
Sevinerek geleyim dedim hani, 
Kırdı kollarımı bırakmadı kanat hani.

Bozuktur düzenim yıkılmış artık, 
Dünya benim için yaşanmaz artık. 
Her tarafı gülle çiçekle dolsa 
Ötmez bülbülüm gitmiştir artık.

Garip garip bir ses gelir uzaktan, 
Varıp kurtarayım dedim yanmış ataştan, 
Üzgünüm o haline toplanmıyor kül ataştan, 
Hep yanmışım Allah'ım kurtar beni bu aşktan.

Görünce bir hal oldu gözlerim seni, 
Dünyada yaşamak ne zor değil mi.. 
Ağlıyorum dindiremem kendimi, 
Seni böyle görünce parçaladım içimi.

Aşk dediğin bilsen nedir, 
Parçalanır içten gelir. 
Onları ayıranların 
Yolu cehennemliktir.

Çıksam dağlara görsem halini, 
Hep ağlıyor yaralamış kendini. 
Sarsam yarasını sorsam derdini, 
Deli ediyor ağlatıyor beni.

Taşıyamam gücüm yok, 
Alışamam gönlüm yok, 
Beni dikene kul ettiler 
Ağacında gülü yok.


Dünya mı dönüyor yoksa değirmen, 
Aşka tutulmuş çekiyor içten. 
Her gün böyle deli gibisin, 
Sevdaya tutulan aşık mısın sen?

Her gün ağlatırsın beni sen böyle, 
Garip bir halin var içimdeki köşede. 
Öldüremem ben seni yıllar geçse içimde, 
Geçiyorum kendimden seni böyle görünce.

Yıllar geçti sen gittin, 
Yokluğunda eridim bittim. 
Görsen benim garip halimi, 
Sensiz hep yerlere serildim.

Hep böyle mi geçecek.. 
Yıllar geçti gelmeyecek. 
Ömrüm sensiz bitecek, 
Benim garip bülbülüm.

Herkes tutmuş bir yol gider, 
Kimi üzgün kimisi neşeden bahseder. 
Kimi ağlıyor üzgün üzgün, 
Kimi sevdiklerini kaybeder.

Her taraf durgun hava yağmurlu, 
Şu üzgün kalbime vurdun hançeri. 
Sevenin böyle üzgün halini, 
Uzaktan da olsa çekerim derdini.

Dertli dertli ötersin,
Beni böyle üzersin. 
Nedir derdin sorsam sana,
Bırakıp beni gidersin.

Taş atan çok olur daldaki yemişe, 
Selam veren olmaz işi bitmişe, 
Ömür tarlasında bir gün baş başa, 
Ecel tırpanıyla kalmadan düşün.

Nedense hayallerim hep böyle yıkılmış, 
Esen fırtına değil rüzgarmış, 
Bir yaram var iken bin yaradan kan akmış, 
Şimdi ise bir kötü kaderim kalmış.

Aşığım adıma Kerem diyorlar, 
Dertliyim derdime verem diyorlar, 
Aslı mı el almış harem diyorlar, 
Kellerli Recep oğlu Muhittin'im ben.

İçimde bir yıkıntı var sanki, 
Gönlüm çile ihtiyarı şansım ise delikanlı, 
Gün görmüşüm yüz kadar, yaşım ise on kadar, 
Kale gibi taş taşıdım bir parçası ben kadar.

Alıp da taşları yakma canları, 
Ezme kanatları kırma kolları, 
İçimde kopuyor ezik yanları, 
O da sever senin gibi dostları.


TRABZON HEYELANI/ÇATAK KÖYÜ (Şiir)

Duyunca haberi üzüldük birden, 
Dağlar kayıyormuş Çatak Köyü'nden, 
Olay tüm dünyayı şaşırttı birden, 
Baş sağlığı dileriz gönüldeki sevgiden.

Heyelandan yıkıldı tüm evlerimiz, 
Toprağa gömüldü cesetlerimiz, 
Ana, baba, çocuk, tüm kardeşlerimiz 
Hep kayboldu bir anda sevdiklerimiz.

Haberi duyanlar hemen geldiler, 
Kazma kürek arayalım dediler, 
Rastlanan her taşa ceset dediler, 
Çatak Köyü perişan oldu dediler.

Okul, kahvehane kayboldu birden, 
Toprak durmuyor can alıyor peşinden, 
Haberi duyan geldi şaşırdı birden, 
Çatak Köyü durmaz oynadı yerinden.

Haber duyulunca yer yerinden oynadı, 
Kalpler parçalandı gözler ağladı, 
Tepeler birleşti yollar kapandı, 
Çatak Köyü ovası hepten yerinden kaydı.

Aşık Muhittin der ki; bitmedi sözüm, 
Çatak Köyü aldı canları tam da bugün, 
Okul, kahvehane her yer hüzün, 
Her şey perişan ben onlardan fazla üzgün.

HASTANE (Şiir)

Saatin onundayım hastanenin yolundayım, 
Gidiyorum hastaneye çaresiz yolundayım, 
Söyle doktor söyle ben ölür müyüm, 
Ölmeden köyümü görür müyüm?

Hastanenin önü taşlık,
Pahalıdır çarşı yetmiyor harçlık, 
Hastanede geçti benim şu gençlik, 
Çaresiz dertlere düştüm ağlarım, 
Söyle doktor söyle ben ölür müyüm, 
Ölmeden köyümü görür müyüm?

Hastanenin önü orman,
Üstüme örttüler battaniye yorgan, 
Anası olsaydı kuzusuna kurban, 
Söyle doktor söyle ben ölür müyüm, 
Ölmeden köyümü görür müyüm?

Ameliyat masasına serildim yattım, 
Doktorlar gelirken kana tere battım,

Yanımda yoktur hiçbir kimsem, 
Canımı doktora emanet ettim, 
Söyle doktor söyle ben ölür müyüm, 
Ölmeden köyümü görür müyüm?

Ameliyat masasında halı yayılı, 
Halı değil annem kanım yayılı, 
Dostlarım diyor ki, günlerim sayılı, 
Söyle doktor söyle ben ölür müyüm, 
Ölmeden köyümü görür müyüm?

Hasta Muhittin der ki; dertler bitmiyor, 
Damarlar çekildi, kanlar yetmiyor, 
Yaralar derinde dikiş tutmuyor, 
Hastalığım kötüymüş dostlar bilmiyor, 
Söyle doktor söyle ben ölür müyüm, 
Ölmeden köyümü görür müyüm?

DERİNLERDEKİ SU (Şiir)

Önceden akıyorduk derinliklerde, 
Kimse bizi bilmiyordu nedense, 
Bir delikten çıkarttılar bizi yeryüzüne, 
Suyu içen dua etti Rabbine.

Üzülerek başladık işe buradan, 
Harcamalar boşa gider havadan, 
Su çıkınca sevincimiz yaradan, 
Üzülmüşüz boşuna biz de havadan.

SU (Şiir)

Önceden bu suyu bilememişler, 
Burası bataklık bir çöl, demişler. 
İki kişi gelip araştırmışlar, 
Bu su içilir şifa, demişler.

Haberi duyanlar hemen geldiler, 
Bu su içilir şifa, dediler, 
Böbreklerde taş kalmadı sildiler, 
Suyu içenler şifa bulduk dediler.

Kazma kürek ile yaptık burayı, 
Kimi çimento aldı kimi çakıl taşı, 
Suyu içen eritti böbrek taşını, 
Bu su içilir şifa, dediler.

ÇAYCUMA KÖPRÜ FACİASI (Şiir)

Çaycuma'dan duyuldu acı bir haber, 
Köprüler yıkılmış sanki kıyamet, 
Haberi duyanlar hemen geldiler, 
Filyos Çayı canları aldı, dediler.

Haber duyulunca dünya oynadı, 
Kalpler parçalandı gözler ağladı, 
Yıkılan köprüler canları aldı, 
Filyos Çayı dediğin felaket sanki.

Haberi duyanlar hemen geldiler, 
Kazma, kürek arayalım dediler, 
Rastlanan her taş parçasına ceset dediler, 
Filyos Çayı perişan oldu dediler.

Haber duyulunca dünya oynadı, 
Kalpler parçalandı gözler ağladı, 
Köprüler yıkıldı, yollar kapandı, 
Beş yaya bir minibüs sele kapıldı.

Allah vermesin böyle acıyı, 
Analar, babalar feryatlar yaktı, 
Helikopter havadan arama yaptı, 
Filyos Çayı dediğin canları aldı.

Allah böyle acıyı bir daha yaşatmasın, 
Analar, babalar, çocuklar ne yapsın, 
Dalgıçlar nehire bir daha dalsın, 
Belki bulunur diye oturdum kaldım.

Duyunca haberi üzüldük birden, 
Köprüler yıkılmış Filyos Çayı'ndan, 
Olay tüm dünyayı şaşırttı birden, 
Baş sağlığı diliyoruz gönüldeki sevgiden.

Görünce hallerini döndü dünyam zindana, 
Alıp götürdü tanrım bırakmadı hiç bana, 
Kaybettim ben kendimi dünya değişti bana, 
Parçalandı içim herbirine yana yana.

Duyursam sesinizi bütün millet yanacak, 
Sizi aldı elimden sanki kalbim kopacak, 
Yaşattım kalbimde bunca zaman ben sizi, 
Alıp götürse tanrım beni de sizin gibi.

Aşık Muhittin der ki; bitmedi sözüm, 
Filyos Çayı aldı canları bugün, 
Olay yerine yaklaşıldığı gün, 
Herkes perişan ben onlardan fazla üzgün.

SOMA MADEN FACİASI (Şiir)

Soma'dan duyuldu acı bir haber, 
Trafolar patladı, yandı madenler. 
Gazdan zehirlendi bütün işçiler, 
Çıkarayım çizmelerimi kirlenmesin sedyeler.

Haber duyulunca dünya şaşırdı, 
Kalpler parçalandı gözler ağladı, 
Baba, oğul, kardeşler de vardı, 
Soma faciası canları yaktı.

Haberi duyanlar hemen geldiler, 
Kazma, kürek arayalım dediler. 
Kurtarma ekipleri geri döndüler, 
Gazdan etkilendi giremediler.

Bütün Türkiye seferber oldu, 
Anaların, babaların gözleri doldu. 
Bütün dünya haberi ekrandan duydu, 
Soma faciası yürekleri burktu.

Türkiye üç gün yas ilan etti, 
Her yerde bayraklar yarıya indi, 
Hocalar camilerde dualar etti, 
Madende ölenlere 'şehit' dendi.

Üç kişi, beş kişi oldu üç yüz bir kişi, 
Analar, babalar kendinden geçti, 
Soma'da toplandı tüm mahşer yeri, 
Bütün ölenlere 'şehit' dendi. 

Soma'da facia öyle büyüktü, 
Bütün Türkiye yasa büründü, 
Dünya haberleri canlı yürüdü, 
Soma faciası boyunları büktü.

Zonguldak'tan gitti kurtarma ekipleri, 
Soma'ya varınca daldı içeri, 
Sırtına yüklenmiş cansız bedeni, 
Madende kaybettim Hasan ile Hüseyin'i.

Allah böyle acıyı bir daha yaşatmasın, 
Analar, babalar, çocuklar ne yapsın. 
Kurtarma ekipleri bir daha baksın, 
Belki bulunur diye bakındım kaldım.

Aşık Muhittin der ki; bitmedi sözüm, 
Bütün Türkiye oldu bir bütün, 
Madenden çıkamadı Hasan ile Hüsnüm, 
Sen kara değilsin kömürdür yüzün.

6 Şubat Maraş Depremi (Şiir)


Telefon çaldı çaldı kapandı 
Bir haber alırım diye sağa sola bakındı 
Bir yudum su diye bize yalvardı 
Bu büyük acıya canmı dayandı

Günden güne yükseliyor sayılar 
Sevindiriyor beni yaralı sağlar 
Enkazın içinden çıkamayanlar 
Yaraladı beni işte o anlar

İğneyle kazıyoruz kuyu derine 
Ellerimle taşları eliyorum elekte 
Bir yaralı canlı kurtarmak için 
Ölümü göze alsakta bile

Allah böyle bir acıyı birdaha yaşatmasın 
Analar babalar çocuklar ne yapsın 
Kurtarma ekipleri bir daha baksın 
Belki bulunur diye bakındım kaldım

Kopardılar seni bende tutuyorum derken 
Uçtun gittin elimden 
Hani en kazın altındasın 
Taşları söküyorum yerinden

Allah vermesin böyle acıyı 
Analar babalar feryatlar yaktı 
Helikopter havadan arama yaptı 
Deprem faciası yürekleri dağladı

Zonguldaktan gitti madenci ekibi 
Enkazı delerek girdi içeri 
Sırtına yüklenmiş cansız bedeni 
Depremde kaybettim hasan ile hüseyini

İki deprem yaşadık birbir peşine 
Tepeler yarıldı indi derine 
Kucak açamadımı sevdiklerime 
Dünyada görülmedi bu büyüklükte

Seni soruyorum gelen geçenden 
Arayalım dediler sen ve ben 
En sonunda buluştuk enkazdan çıkarken 
Sarıldık birbirimize ağladık senle ben

Bütün ülkeler yardıma koştu 
Kanımız kaynadı bir bütün oldu 
Kimi fakir kimi yoksuldu 
Oda benim ülkem bende bu oluştu

Ne oldu sana Türkiyem 
Kayamı çarptı sana yaralandınmı 
Depremde sallandı on tane ilim 
Sayısı aklımı darman dağıttı

Haberi duyulunca dünya şaşırdı 
Kalpler parçandı gözler ağladı 
Ana baba çocuklarda vardı 
Deprem faciası yürekleri dağladı

Tepeler yarıldı indi derine 
Yollar yarıldı geçit vermez kimseye 
Yardımlar geliyor üstü üstüne 
Bune büyük felaket çöktü üstüme

Askerim polisim siviller beraber 
Etleri kaynamış kardeş gibiler 
Ezkazın içinden canlı bedeni 
Çıkartmak için uğraş verdiler

Askerim polisim siviller beraber 
Üşüyen halkıma parke verdiler 
Dayanılmaz sıkıntıya çare dediler 
Bu ne büyük acı yandı yürekler

Bu büyük acıya canmı dayanır 
Bebekler kuçakta sedyeye alınır 
Bir yudum su diye bize yalvarır 
Böyle felakete az raslanır

Bütün Türkiye seferber oldu 
Anaların babaların gözleri doldu 
Bütün haberi ekrandan duydu 
Deprem faciası yürekleri burktu

On ilimde facia öyle büyüktü 
Bütün türkiye yasa büründü 
Dünya haberleri canlı yürüttü 
Deprem faciası boyunlar büktü

Depremde on ilim yerle bir oldu 
Aktı gözyaşlarım sel gibi oldu 
Enkazın içinden sesler duyuldu 
Bütün ekipler oraya koştu

Haberi duyanlar hemen geldiler 
Kazma kürek arayalım dediler 
Kurtarma ekipleri geri döndüler 
Depremden etkilendi giremediler

Aşık muhittin derki bitmedi sözüm 
Bütün türkiye oldu bir bütün 
Yardım edemedim diye 
Ağladım hüngür hüngür

Muhittin GÖKAY   (Zonguldaklı Şair Kellerli Metin Gökay)
Keller Köyü ZONGULDAK

Zonguldaklı Şair Muhittin Gökay Kimdir?

    1952 yılında Zonguldak ili, merkeze bağlı Keller Köyü'nde dünyaya geldi. İlkokulu Keller Köyü İlkokulu'nda tamamlayan Gökay, 1970 yılında TTK' da maden işçisi olarak çalışmaya başladı ve aynı kurumdan emekli oldu. Evli ve 6 çocuk babası olan şairin gönlünden kopan dizelerle sizleri başbaşa bırakıyoruz.



Sındırgı'nın İlk ve Tek Turizm Derneği Turizm Kongresinde

Bilge Nesil Gençlik Bilişim Sanat Turizm Derneği, Balıkesir Üniversitesi (BAÜN) ev sahipliğinde düzenlenen IV. Ulusal-I. Uluslararası Balıkesir Turizm Kongresi'nde olmaktan gurur duyar. İlçemizin tek turizm derneği 2 ayrı sunu ile turizme katkı vermeye devam ediyor.

Balıkesir Valiliği, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, Özbekistan Alfraganus Üniversitesi, Özbekistan Gülistan Devlet Üniversitesi, Avusturya Krems Uygulamalı Bilimler Üniversitesi, Balıkesir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve Balıkesir Kent Konseyi'nin iş birliğiyle gerçekleştirilen kongre, 18-20 Nisan 2024 tarihlerinde BAÜN Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi Malazgirt Konferans Salonu'nda başladı.

Kongrenin açılış programına Balıkesir Valisi İsmail Ustaoğlu, İl Jandarma Komutanı Tümg. Nurettin Alkan, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, BAÜN Rektörü Prof. Dr. Yücel Oğurlu ve diğer birçok önemli isim katıldı. Açılış töreninde, kongrenin amacı ve önemi hakkında konuşmalar yapıldı ve katılımcılara teşekkürler sunuldu.

Kongre, Türkiye'nin yanı sıra farklı ülkelerden ve farklı üniversitelerden birçok akademisyeni ağırlıyor. uluslararası ve ulusal ayağı bulunan organizasyonda; 8 ülkeden, 42 farklı üniversiteden 29’u uluslararası, 84’ü ulusal olmak üzere toplam 113 bildirinin sunulacağını dile getirildi.

Balıkesir'in turizm potansiyeline dikkat çekilirken, kongrenin sektöre önemli katkılar sağlaması bekleniyor. Eş zamanlı yüz yüze ve çevrimiçi oturumlar ile sosyal programlar kapsamında zengin bir içerik sunulacak.

Balıkesir Turizm Kongresi, bilgi ve deneyim paylaşımı, akademik ve sektörel iş birlikleri için önemli bir platform oluşturmayı hedefliyor. Derneğimiz, bu değerli etkinliğin düzenlenmesine katkı sağlayan tüm kurum ve kişilere teşekkür eder ve kongrenin başarılı geçmesini dileriz.

Kongrede sunu yapan dernek başkanımız Muhammet Asil Çetin derneğin sındırgı'daki ekoturizm ve agroturizm'e katkısından bahsetti diğer bir sunu ise sındırgımızın tarihi eseri koca konak hakkında akademik bilgi sunuldu kongreye derneğimizden 5 kişi katılım sağlayıp 2 ayrı sunum yapıldı.



 

SATILIK TOPRAK

Herkes zannediyorki savaş falan çıkacak vatan için silahımızı, kılıcımızı alıp cepheden cepheye koşup vatanımızı, toprağımızı kurtaracağız eskisi gibi...


Hayır öyle olmayacak artık..!

Sizler çocuğum rezil olmasın şehirde büyüsün, şehirden ev, araba alayım, köyden büyük şehirlere kaçayım derken, kim olduğunu dahi bilmediğinız insanlar gelecek dedenizin babanızın size miras bıraktığı tarlaları, evleri, köyleri tek tek satın alacak, söz sahibi olacaklar. 


Siz kurak 5 para etmez dediğiniz toprağınızı 3 kuruş fazlaya sattım kar yaptım diye kasılacaksınız.


1 tane boş arazi bırakmadan işleyecekler, üretecekler, senin benim yapamadığımı yapacaklar. Bizim değerini bilmediğimiz yarım dönüm toprak dahi onların en büyük hayali.


Biliyorlarki Türkiye topraklarına adamı ters diksen düz biter.


Vatanın, topraklarımızın en büyük bekçisi, koruyucusu topraktan üreten köylülerdir.


Tarım arazileri yabancıların eline geçerse,Türk köylüsü biterse Atalarımızın bize kanıyla, canıyla, aç susuz kalarak aldığı bu toprakları

hiç savaşmadan kağıt parçası uğruna satarsak, o zaman savaşı kaybetmiş olacağız.


Yatırım yapmak istiyorsanız gidin tarla alın.

49 yıllığına dağlardan arazi mi kiralanıyor;

bunu onlara bırakmayın, siz kiralayın.

Topraktan kalkanla evi, arabayı her zaman alırsınız.


Miras başında kavga edip satılığa çıkarmayın. Paraya ihtiyacınız varsa toprağı işleyen kardeşinize satın.


Miras başında kavga edip bölüşülemeyen, mahkemelik olan tarla satışlarına gidin bakın; adliye önünde farklı bölgelerden haber alıp koşup gelen nereye çalıştığı, kime hizmet ettiği belli olmayan, yüzünü ilk ve son defa göreceğiniz insanlarla dolu.


Savaş çıkacak diye beklemeyin. Savaşın ortasındayız.


Toprak için kan veren atalarımızın, para için toprak satan torunları olduk...


Toprağınızı satmayın...



SINDIRGIDA NE YENİR?

 Sındırgı, Balıkesir’in tarihi ve doğal güzellikleriyle ünlü bir ilçesidir ve lezzetli yemekleriyle de tanınır. Sındırgı’da deneyebileceğiniz bazı meşhur yemekler şunlardır:

Sazan Dolması: Bölgeye özgü bir balık yemeği.

Güveç: Çeşitli sebzeler ve etin toprak çömlek kaplarda pişirildiği geleneksel bir yemek.

Kabak: Yöresel bir şekilde hazırlanan kabak yemekleri.

Höşmerim: Tatlı severler için bir çeşit peynir tatlısı.

Otlu Pide: Yörede yetişen otlarla hazırlanan lezzetli bir pide çeşidi.

Tarhana Bezdirmesi: Yoğurtlu, biberli yapılan yöresel bir lezzettir.

Bunun yanında tirit, sumak turşusu, kornişon turşusu, keşkek gibi yöresel lezzetleri de yapılmaktadır.

Ayrıca, Sındırgı’nın çömleği ve çömlekte pişirilen yemekleri de oldukça meşhurdur. Yemeklerinizi yerel lokantalarda, pidecilerde ve yerel lezzet işletmelerinde tadabilirsiniz. Sokak köfteciliği de Sındırgı’da popülerdir ve merkezde çeşitli butik köfteciler bulunmaktadır. Çaygören Baraj Gölü kenarında ise butik balık işletmeleri farklı bir seçenek sunar. 

Sizler için bazı işletmelerin bilgileri:


Deneyimlerinizi Yorum Olarak Aşağıda Yazabilirseniz Herkes Faydalanacaktır.



Yeni Mecliste Sındırgı Gündemi Konuşuldu

 Sındırgı Belediye Meclisi 2024 yılı Nisan ayı, seçimden sonraki ilk mecliste konuşulan GÜNDEM Maddeleri şöyle;

1- 5393 sayılı Belediye Kanununun 20. Maddesi hükmü gereğince Belediye Meclis toplantılarının meclis kararı ile sesli ve görüntülü cihazlarla kaydedilebilir denildiğinden, sesli ve görüntülü cihazlarla yayın yapılması konusunun görüşülmesi.

2- 5393 Sayılı belediye Kanununun 19. Maddesi gereğince, 2 asil 2 yedek olmak üzere Belediye Meclisi zabıt katibi seçiminin usulüne uygun olarak gizli oy ile yapılması konusunun görüşülmesi.

3- 5393 Sayılı belediye Kanununun 19. Maddesi gereğince, Belediye Meclisi 1. ve 2. Başkan vekillerinin usulüne uygun olarak gizli oy usulü seçiminin yapılması konusunun görüşülmesi

4- 5393 Sayılı belediye Kanununun 33. Maddesi gereğince 2 adet Belediye Encümen üye seçiminin usulüne uygun olarak gizli oy ile yapılması konusunun görüşülmesi

5- 5393 Sayılı belediye Kanununun 24. Maddesi gereğince Belediye Plan ve Bütçe Komisyonunun en az üç, en çok beş üye olmak üzere üye seçiminin usulüne uygun olarak işari oy ile yapılması konusunun görüşülmesi.

6- 5393 Sayılı belediye Kanununun 24. Maddesi gereğince Belediye İmar Komisyonunun en az üç, en çok beş üye olmak üzere üye seçiminin usulüne uygun olarak işari oy ile yapılması konusunun görüşülmesi.

7- 5393 sayılı Belediye Kanununu 18. maddesinin (o) bendi hükmü gereğince üyesi olduğumuz Tarihi Kentler Birliğinin doğal üyesi olan Belediye Başkanımızın yanı sıra, seçilmiş Belediye Meclis üyelerinden 1 asil 1 yedek üyenin Belediyemizi temsil etmek üzere seçilmesi konusunun görüşülmesi.

8- Merkezi Balıkesir Sındırgı Belediyesi bünyesinde kurulan Doğal Şehirler Birliği, 5393 Sayılı Belediyeler Kanununun 18. maddesinin (o) bendi hükmü gereğince üyesi bulunduğumuz Birliğin doğal üyesi olan Belediye Başkanımızın yani sıra Belediye Meclis üyelerinden 1 asil 1 yedek üyenin Belediyemizi temsil etmek üzere seçilmesi konusunun görüşülmesi

9- Merkezi Balıkesir olan Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Bünyesinde kuralan Yağlı Güreş Düzenleyen Kentler Birliği'ne 5393 sayılı Belediye Kanununu 18. maddesinin (o) bendi hükmü gereğince üyesi bulunduğumuz, Birliğin doğal üyesi olan belediye başkanımızın yanı sıra Belediye Meclis Üyelerinden 1 asil 1 yedek üyenin Beldiyemizi temsil etmek üzere seçilmesi konusunun görüşülmesi

10- Merkezi Balıkesir ili Burhaniye ilçesi olan İda Madra (Körfez) Jeoparkı Turizm Altyapı Hizmeti Belediyeler Birliği, 5393 Sayılı Belediyeler Kanununun 18. maddesinin (o) bendi hükmü gereğince üyesi bulunduğumuz Birliğin doğal üyesi olan Belediye Başkanımızın yani sıra Belediye Meclis üyelerinden 2 asil 1 yedek üyenin seçilmesi konusunun görüşülmesi

11- 5393 Sayılı Belediyeler Kanununun 18. maddesinin (o) bendi hükmü gereğince üyesi bulunduğumuz Enerji Kentler Birliğin doğal üyesi olan Belediye Başkanımızın yani sıra Belediye Meclis üyelerinden 1 asil 1 yedek üyenin seçilmesi konusunun görüşülmesi.

12- Hisselerinin tamamı Belediyemize ait bulunan Sın-jet Jeotermal Kaynak Suları ve Yenilenebilir Enerji A.Ş.’nin 31.03.2024 tarihinde görev süreleri dolan yönetim kurulundaki üyelerinin yerine tüzel kişiliği temsil ve yetkili kişilerin belirlenmesi hususunun görüşülmesi.

13- Sındırgı Belediyesi Personel ltd. Şirketinin Balıkesir Ticaret Odasına müdür ve temsili yetkili kişinin görev süresinin dolması nedeniyle yerine tüzel kişiliği temsilen müdür ve temsili yetkili kişinin belirlenmesi konusunun görüşülmesi.

14- Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Norm Kadro İlke ve Standartları Yönetmelik'in 11.maddesine göre, III sayılı Dolu Kadro Değişiklik Cetveli ile II sayılı Boş Kadro Değişiklik Cetvellerinin, 5393 sayılı Belediye Kanunun 49. maddesinin 1. fıkrası gereği, konunun görüşülmesi.

15- Belediye Bağlı Kuruluşları ile Mahalli İdare Birlikleri Norm Kadro İlke ve Standartlarına Dair Yönetmeliğin 10. maddesine göre 1 sayılı Kadro İhdas Cetvelinin 5393 sayılı Belediye Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrası gereği, konunun görüşülmesi.

16- Kırsal Kalkınmanın yerelde yaşayan kırsal topluluklar aracılığıyla ve bu toplulukların harekete geçirilmesi için oluşturulan LEADER yaklaşımının ilçemizde uygulanabilmesi için Doğal Şehir Yerel Eylem Grubu Derneğine, Sındırgı Belediye Başkanlığını temsilen 1 kişinin seçilmesi konusunun görüşülmesi.

17- 5393 Sayılı Belediye Kanunun 56. maddesi gereğince Sındırgı Belediye Başkanlığının 2023 yılı faaliyet raporunun okunması ve görüşülmesi.

18- 5393 Sayılı Belediye Kanunun 25. maddesi gereğince belediyemizin 2023 yılı gelir ve giderleri ile bunlara ilişkin hesap kayıt ve işlemleri hususunda tanzim edilen Denetim komisyon raporunun Belediye Meclis Çalışma Yönetmeliğinin 22. maddesi gereğince okunması.

19- İlçemiz Emendere Mahallesi Emendere 38 Sokak No:27 de bulunan Mülkiyeti Belediyemize ait olan Eman Termal Otel'in 182 Ada 1 parselde 1570,01 m2 arsa alanı içerisinde bulunan işyeri vasfındaki yapı kullanma izin belgesi olan işyerine Ruhsat almak istediğine dair 05.04.2024 tarih ve 1339 sayılı dilekçesine istinaden 5393 sayılı Belediye Kanununun 15. Maddesi hükümleri gereğince 4729 sayılı İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına ilişkin Yönetmeliğin 29. ve 30. Maddeleri kapsamında konunun görüşülmesi.

20- 3024 sayılı Kadastro Kanunun gereğince yapılacak olan kadastro güncelleme çalışmalarında kadastro ekipleri ile birlikte görev yapmak üzere Kozlu mahallesinden 1 bilirkişi belirlenmesi ve listenin güncellenmesi konusunun görüşülmesi.



SINDIRGI TARİHİMİZ

Sındırgı’nın yerleşim yeri olarak kullanımı çok eski yıllara dayanmaktadır. Lakin Sındırgı’nın şehir olarak kuruluşu 18.Yüzyılın sonlarında olmuştur. M.Ö. 6. yüzyılda Persler, Lidya ve bütün Anadolu ile beraber (Misya) denilen bu çevreyi de İran İmparatorluğuna katmışlardır. 200 yıl kadar İran egemenliği altında kalan bölge Bergama Krallığı ile birlikte Romalıların yönetimine geçmiş daha sonra, önce Bizans sonra Selçuklular tarafından ele geçirilerek idare edilmiştir. Karesi Beyliğinden sonra Osmanlı Egemenliği altına giren bölgeye gelen Çavdarlılar, Avşarlılar adlarını taşıyan Türkmen toplulukları, Sındırgı yöresine yerleşmişler ve Çavdarlı aşiretinden Halil Ağa’nın mezarı halen İlçemiz Karagür Kırsal Mahallesi mezarlığındadır.


Yine antik kaynaklar, Balıkesir ve çevresini Misya (Mysia) olarak kaydetmektedir. Sındırgı tarihte Carsea ve Koruköy adlarını alan eski bir yerleşim alanıdır. Sındırgı’ya tarih sırasıyla Lidyalılar, Persler, Bergamalılar, İ.Ö. 129 yılında Romalılar, Bizanslılar 11. Yüzyılda da Selçuklular egemen oldular. Beylikler Döneminde Karesi Beyliği sınırları içerisinde kalan Sındırgı, 1323 yılında Osmalıların eline geçti. Bu bölgeye : Çavdar, Avşar, Yağcıbedir, Cepni, Karakeçili yörükleri yerleştiler. Daha sonra mübadele ve göçlerle ilçenin nüfusu genişlemiştir.


Çavdarlı Halil Ağanın torunları aralarında anlaşamayarak kardeşlerden Şerif İstanbul’a gitmiş, saraya girmiş bir zaman sonra PAŞA ünvanını alarak Sındırgı’ya dönmüştür. Kocakonak Köyüne yerleşerek Sındırgı ’nın bulunduğu yeri kendisine koruluk ve çiftlik yapmıştır. Daha sonra bu yeri cazip görüp Midilli adasından getirttiği Rum ustalarına Koca Camii (Şerif Paşa Camii )’nin, yanındaki hamamı, (Kocahan) yaptırmıştır. Böylece şimdiki Sındırgı Koruköy adını alarak 1845 yılında köy haline gelmiştir. 1884 yılında Belediye kurulmuş, 1913 yılında Bigadiç’ten ayrılarak ilçe olmuştur.


29 Haziran 1920 tarihinde Yunan işgaline uğrayan ilçenin halkı, canla başla mücadele ederek Rum Birliklerini (sindirmiş) (yıldırmış), sonuçta bir yerde barınamayacaklarını anlayan işgalciler bir çok yangın çıkardıktan sonra İlçeyi terk etmişlerdir.


3 Eylül 1922’de işgalcilerden temizlenen SINDIRGI bu günü resmi kurtuluş günü kabul edip, her yıl coşku ile kutlamaktadır.


Doğal güzellikleri ve yeraltı kaynaklarıyla Batı Anadolu’nun keşfedilmeyi bekleyen güzide ilçesi Sındırgı, Balıkesir iline bağlı olup, il merkezine 63 km, İzmir’e 150 km, Akhisar’a 57 km, Simav’a 87 km.



Sındırgı Gezilecek Yerler

TURİSTİK İLGİ NOKTALARI:


HANIMELİ ÇARŞISI

Hanımların elinde şekillenen yöresel ürünlerin sergilendiği bu çarşı sayesinde kadınlar hem ev ekonomisine katkı sağlamakta hem de sosyal hayatta daha etkin rol almaktadırlar.


GÜREŞ EVİ

Türkiye’nin ilk Güreş Müzesinde Sındırgı’nın medar-ı iftiharı pehlivanlarımızın hayat hikayelerini, kazandıkları madalyalarını ve güreşe ait aksesuarları görebilirsiniz. Geçmişten geleceğe güreş kültürünü aktarmak ve Sındırgı’nın pehlivanlar diyarı olarak anılmasını sağlayan Başpehlivanlarını yaşatmak adına Güreş Evi İlçeye kazandırılmıştır.


BİLGE SERAMİK SANAT ATÖLYESİ

Bilge Seramik ve Sanat Çömlek Atölyesi, Toprak sanatının hikayesini yaşatan, doğal, sağlıklı gıda kabı ve sanatsal üretim felsefesini nesillere aktaran sosyal girişim projesidir. Seramik sanatını deneyimleyebiliyor ve yaptığınız vazo, bardak veya fincanı alabiliyorsunuz. Sanatseverler için keyifli bir mekan.


EMAN TERMAL OTEL

Sındırgı İlçe merkezine 7 km mesafededir. Doğa ile iç içe olan bir oteldir. Otelde yürüyüş parkurları, şelale, açık ve kapalı havuz bulunmaktadır. Doğal mineralli su ruhunuzu ve bedeninizi arındırmak için sizi bekliyor. Mineralli suyun tedavisini yardım ettiği hastalıklar: - başta sedef hastalığı, Egzama, Balık Pulu, Mantar, Yara ve yanıklar, -İçildiğinde mide ve bağırsak yaralarını iyileştirmeye, -İltihaplı Romatizma, Gut hastalığı


ZİNDAN KAYALARI

Sındırgı merkezine 21 km uzaklıkta olan ve Çoturtepe mahallesinde 3 bin yıllık kaya yerleşkesi bulunmaktadır.


KIŞLA MÜZE HAN

Tarihte Redif Kışlası, İlkokul, Askerlik Şubesi olarak kullanılan bina, geçmiş kent tarihi ve kent kimliğine ait eserlerin sergilenebildiği müze ve yine İlçeye gelen turistlerin şehrimize ait kültürel değerlerle otantik bir havada konaklama yapabilmesi için butik otel olarak değerlendirilmektedir.



Çeşitli aktivitelere ev sahipliği yapan Çaygören Barajında olta balıkçılığı yapabilir, baraj manzaralı tepede sevdiklerinizle seyrin tadını çıkarabilir, günlük taze tatlı su balığı yiyebilirsiniz.


HİSARALAN KAPLICALARI

Suyunda şifa, doğasında huzur olan bir yer. Burada jeotermalin yeryüzüne nasıl çıktığını canlı bir şekilde görebilirsiniz.


KILAVUZ DEDE TÜRBESİ

Sındırgı’da medfun bulunan gönül sultanlarından biridir. Kendisi Karesioğulları’ndandır. Çok sayıda vakıf bıraktığı Vakıf kaynaklarında mevcuttur. Burada Bizans’lılarla girdiği bir savaşta şehit düşmüştür.


ŞERİF PAŞA CAMİİ

Şerif Paşa; 1834 yılında Midilli adasından getirttiği Rum ustalarına Şerif Paşa Camii’ni yaptırmıştır. Sındırgı’nın tarihini yansıtan değerli bir yapıdır.


SİNANDEDE YAYLASI

Doğal güzelliğinin yanı başında doğa yürüyüşü yapanlara ve kamp kurmak isteyenlere uygun bir alan olması itibariyle gezilip görülecek bir yerdir. Doğal koyun yoğurdu ve kaymağının lezzetine bu yaylada bakabilirsiniz.


ULUS DAĞI

1769 mt rakımı ile bölgede Uludağ’dan sonra en yüksek dağdır. Yemyeşil doğası ve eşsiz güzellikleri arasında doğa yürüyüşü yapabilir ve kamp kurabilirsiniz. Tıbbi aromatik bitkiler ile bölgeye has endemik bitkileri toplayabilirsiniz.


OBAM TERMAL

Obam Termal, muhteşem bir doğaya sahip. Kızıl çam ormanlarının kuşattığı ve yeşilin bin bir renginin hakim olduğu bu manzarayı, eşsiz travertenler ve Simav Çayı üzerindeki göl manzarası kusursuz bir tabloya dönüştürüyor. Özgün mimarisi doğayla bütünleşiyor; kış aylarındaki göl manzarasına yılın on iki ayındaki orman manzarasını da katıyor. Obam Termal, hem yalnız kalarak sükunet bulmanız; hem de sosyalleşerek eğlenebilmeniz için detaycı bir yaklaşımla projelendirilmiştir.


AKPINAR YAŞAM MERKEZİ

Hikayelerin el sanatlarıyla buluştuğu yöresel ürünlerin istihdama dönüştüğü sosyal yaşam alanı , Akpınar yaşam merkezi kadınları istihdama kazandırmak ve turizmde gezilebilir alanlar oluşturmak adına kurulmuştur.


Göl manzaralı, doğayla iç içe şehir gürültüsünden uzakta ailenizle birlikte huzurlu tatil yapma imkanı kışın odalarda bulunan hamam ve havuzun içinde termal su eşliğinde rahatlarken yazın sıcağında açık havuzlarda göle karşı yüzmenin tadını çıkartın.göl kenarında sabahları yürüyüşler yaparken aynı zamanda balık tutma keyfini de çıkarabilirsiniz. Bir kere deneyin, vazgeçemeyeceksiniz...



Aç Türkler Paylaşımı Gündeme Bomba Gibi Düştü

Sözcü Gazetesinin yaptığı habere göre, "Balıkesir’in Sındırgı ilçesinin eski belediye başkanı ve AKP üyesi Ekrem Yavaş’ın da tatil dönüşü trafikteki yoğunluğu eleştiren ve vatandaşlara hakaret olarak algılanan bir paylaşım yaptığı belirtildi. Yavaş, aldığı tepkiler üzerine bu paylaşımı sildi.

SEÇİMİ KAYBETTİ AĞZINI BOZDU

Türk halkına hakaret ettiğini ve bu nedenle yargılanması gerektiğini söyleyenler de var.

Sözcü Gazetesi başlığı "Seçimi kaybeden AKP'li başkan ağzını bozdu: Aç Türkler" şeklinde atarken devamında, 31 Mart Mahalli İdareler Seçimi’nde Balıkesir ve çevresindeki birçok ilçe CHP’yi desteklerken, Sındırgı ilçesinde CHP adayı Serkan Sak, yüzde 52,57 oy alarak belediye başkanı seçildi. AKP adayı Ekrem Yavaş ise yüzde 40,16 oy ile seçimi kaybetti." şeklinde yapılan haber sosyal medya platformu olan twitter (X)'de gündem olarak 1.sıraya oturdu.


Ekonomik krizden dolayı canı sıkkın olan halk bir de böyle alay ve hakarete maruz kalınca tepkisini gösterdi.

Yaptığı AÇ TÜRKLER yakıştırmalı paylaşıma büyük tepki gösterilmesinin ardından, Mesaj yağmuruna tutulan Ekrem Yavaş tüm sosyal medya hesaplarını gizlemek ve kapatmak zorunda kaldı. Daha önce başkanlık yaptığı için büyük ego ve kibir sahibi olduğunu söyleyenler aynı zamanda Türk Halkında özür dilemesi gerektiğini de ekledi.









SINDIRGIYA ULAŞIM: OTOBÜS SAATLERİ

Sındırgı - İstanbul, İzmir ve Simav arasında seferler düzenleyen Kütahyalılar Seyahat'in iletişim bilgileri ve sefer saatleri:  

Telefon ile arayarak seferleri doğrulayabilirsiniz.





BALIKESİR - BİGADİÇ - SINDIRGI SEYAHAT OTOBÜS SAATLERİ:

NOT: Sındırgı'dan Bigadiç'e gidecekler de Balıkesir otobüslerini kullanmaktadır. Saatler "Balıkesir'e Gidiş" kısmıyla aynıdır. Ancak Bigadiç'ten Sındırgı'ya gidecek yolcular telefonla iletişime geçerek saati öğrenebilir. Genellikle "Balıkesir'den Dönüş" saatinden 45 dk sonra Bigadiç'e otobüs gelmektedir.




BELEDİYE VE MUHTARLIĞI KAZANANLARA VE KAYBEDENLERE

Kazananlar

  1. Teşekkür ve Etkili Bir Başlangıç: Seçimi kazandığınız için tebrikler! İlk adım olarak, destekçilerinize ve seçmenlere teşekkür etmek önemlidir. Onların desteği olmadan bu başarıya ulaşamazdınız. Ayrıca, kazanımı kutlamak için bir etkinlik veya toplantılar düzenleyebilirsiniz. Muhtarları, sivil toplum kuruluşlarını, danışman otoriteleri, merkez yöneticileri ziyaret etmek iyi gelir.
    Göreve başlamak için hazırlıklı olun. Öncelikle, belediyenin mevcut durumunu değerlendirin ve öncelikli hedeflerinizi belirleyin. Hızlı ve etkili bir başlangıç yapmak, güven ve motivasyon sağlayacaktır. Koordinasyon toplantısında sunumlar istenebilir.
  2. Seçim Sözlerinizi Tutma: Seçim kampanyası sırasında verdiğiniz sözleri hatırlayın ve bunları yerine getirmek için planlarınızı yapın. Seçmenlerinizin size olan güvenini korumak için seçim vaatlerinizi tutmanız önemlidir.
  3. Ekip Oluşturma ve İşbirliği: Güçlü bir ekibin önemini unutmayın. Deneyimli ve yetenekli kişileri ekibinize dahil edin ve işbirliği içinde çalışarak belediyenin hedeflerine ulaşın. Ekip ruhunu ve dayanışmayı teşvik edin.
  4. Şeffaflık ve İletişim: Halkla açık ve şeffaf bir iletişim politikası benimseyin. Seçmenlerinizle sürekli iletişim halinde olun, onların görüşlerini dinleyin ve onlara ne tür değişiklikler yapmayı planladığınızı açıklayın. Güvenilir bir lider olmalısınız.
  5. Kısa Vadeli ve Uzun Vadeli Planlama: Hem kısa vadeli hem de uzun vadeli hedefler belirleyin. Kısa vadeli hedefler, acil sorunları çözmek ve hızlı sonuçlar elde etmek için önemlidir. Uzun vadeli hedefler ise belediyenin geleceğini şekillendirecek stratejik planlar içermelidir.
  6. Topluma Hizmet Etme: Belediye başkanı olarak, topluma hizmet etmek sizin en önemli görevinizdir. Halkın ihtiyaçlarını ve beklentilerini dikkate alarak, belediyenin hizmetlerini iyileştirmek ve yaşam kalitesini artırmak için çalışın. Sivil toplum kuruluşlarının ve firmaların becerilerinden faydalanmak gerekir.
  7. Sürekli Kendini Geliştirme: Liderlik becerilerinizi ve bilgi birikiminizi sürekli olarak geliştirin. Eğitimlere katılın, deneyimlerinizden ders çıkarın ve yenilikçi fikirlere açık olun. Başarı, sürekli öğrenme ve gelişme sürecinin bir sonucudur. Türkiye Belediyeler Birliği, üye olunan birlikler ve topluluklardan bilgi ve tecrübeler için fırsatlar kollayın. Her personelin “Proje Döngü Yönetimi” Eğitimi almasını sağlayın.
    Seçimleri kazanmak büyük bir başarıdır, ancak bu başarıyı sürdürmek ve topluma hizmet etmek için sorumluluklarınızı yerine getirmeniz gerekir. Güvenilir, etkili ve halka odaklı bir lider olarak hareket edin ve belediyenizin başarısını sağlamak için çalışın.

Kaybedenler

Belediye başkanlığı seçimini kaybeden kişiye verilebilecek bazı tavsiyeler şunlar;

  1. Kabul etme ve Duyguları İfade Etme: Seçim sonuçlarını kabul etmek önemlidir. Kaybetmek dezavantajlı bir durum olabilir, ancak bu durumu kabullenmek ve onunla başa çıkmak gerekir. Seçim sonuçlarıyla ilgili duygularını ifade etmek önemlidir. Öfke, üzüntü, hayal kırıklığı gibi duygular normaldir ve bunları sağlıklı bir şekilde ifade etmek önemlidir.
  2. Destek Arayışı ve Özeleştiri Yapma: Kaybetmek zor olsa da, bu durumla başa çıkmak için destek almak önemlidir. Aile, arkadaşlar, danışmanlar veya terapistler gibi destek sistemlerine başvurabilirsiniz. Seçim kampanyanızı ve stratejilerinizi gözden geçirmek ve değerlendirmek önemlidir. Hangi alanlarda daha iyi yapabileceğinizi ve ne tür değişiklikler yapabileceğinizi düşünün. Ama en önemlisi çeşitli yöntemlerle kritikler yapmak önemlidir. Tek çeşit değerlendirmeler ve kritik etmeler sizi bir yere taşımaz.
  3. Hedef Belirleme: Seçim sonrası hedeflerinizi belirlemek önemlidir. Siyasi kariyerinize devam etmeyi mi planlıyorsunuz yoksa başka bir alanda mı çalışmak istiyorsunuz? Bu hedeflere ulaşmak için bir plan yapın. “Siyasetin giriş kapısı vardır ama çıkış kapısı yoktur”, derler bu sözü aşın.
  4. Topluma Hizmet Etme: Seçimleri kaybetmek, topluma hizmet etme fırsatınızı sona erdirmez. Kendi alanınızda, sivil toplum kuruluşlarında veya gönüllü organizasyonlarda hizmet etmek, topluma katkıda bulunmanın bir yoludur. Mesela Sındırgı’da sivil toplum kuruluşları önemli mesafeler aldı bunu değerlendirmek gerekiyor.
  5. Dinlenme ve Kendine Bakma: Seçim kampanyası yoğun bir süreçtir ve kaybetmek hayal kırıklığı yaratabilir. Kendinize zaman ayırın, dinlenin ve kendinize iyi bakın. Bu süreçte ruh ve beden sağlığınızı korumak önemlidir.
  6. Daha Güçlü Geri Dönme: Başarısızlık, daha güçlü bir şekilde geri dönmek için bir fırsat olabilir. Deneyimlerinizden ders çıkarın, kendinizi geliştirin ve gelecekteki hedeflerinize daha sağlam bir şekilde odaklanın. Kaybetmeyi bir meydan okumaya dönüştürerek fırsata çevirin. Deneyimleri yazarak ve notlar alarak ileriye taşımanız beklenir.
    Seçimleri kaybetmek, politik hayatın bir parçasıdır ve herkesin başına gelebilir. Önemli olan, bu tür zorluklarla başa çıkma yeteneğinizi geliştirmek ve yeni fırsatlar aramaktır.

12 Nisan 2024 cuma



SINDIRGIDA RESMİ ARAÇ ÇALINDI


 Resmi plakalı aracı çalındı 

✅️Balıkesir Sındırgı’da belediyenin resmi plakalı aracını çalan 13 ve 16 yaşındaki 2 çocuk, İzmir'de yakalandı. Araç Sındırgı Belediyesi'ne teslim edilirken, gözaltına alınan 2 çocuk hakkında Bayraklı Emniyet Müdürlüğü Çocuk Büro Amirliğinde yasal işlem yapıldı. Kültür Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından kullanılan ve çalınan resmi araç geri getirildi.

Son Yenilmez Türk: Kurtdereli Mehmet Pehlivan

Kurtdereli Mehmet, “Son yenilmez Osmanlı pehlivanı” olarak tarihe adını altın harflerle yazdırmış bir güreşçidir. Bugün onun vefat yıldönümüdür (11.04.1939). 

Rahmetle anıyoruz.

Cihan Şampiyonu ünvanlı Kurtdereli, 1899 yılında Kırkpınar'da, Kara Osman ve Adalı Halil'i yenerek Kırkpınar Başpehlivanlığı unvanını da elde etti. 

1900 yılı yazında, Paris'te bir Dünya Şampiyonası düzenlendi. Kurtdereli, Paris ve Londra'da yaptığı güreşlerde, “Hint Kaplanı” diye anılan Doğu'nun yenilmez şampiyonu Gulam Rüstem'i, Britanya  Adaları Başpehlivanı Chalve'yi ve Rus asıllı büyük şampiyon Hackenschmit'i yenerek adını dünyaya duyurdu. 

Son güreşini, 1911’de İstanbul'da yapan Kurtdereli, pehlivanlık geleneğine göre kispetini Balıkesirli Hacı Kara Mehmet vasıtasıyla Kabe'ye yollayarak er meydanlarından çekildi. 

Allah rahmet eylesin



TOROS DİYARI DOĞAL ŞEHİR SINDIRGI – 3


Renault 12 için “Dağ Keçisi” lakabı boşuna değilmiş. Özellikle kötü yollar, hatta insanların sadece yol dediği patikalar, ve kışın karlı zeminler Renault 12 Toros için avantajlıydı. Önden çekişli olması sayesinde, kar veya çamur demeden yolları zorlanmadan çıkardı. Bu özelliği nedeniyle Renault 12 Toros’a “Dağ Keçisi” lakabı takılmıştı. Hatta onu Anadolu’nun dağlarında, kırlarında, bayırlarında “modern katır” gibi kullananlar bile olurdu. Örneğin, zorlandığı bir rampada ön kaputun üzerine bir iki kişi oturtularak, ön lastiklere verilen ağırlık ile en dik rampalar bile kolaylıkla çıkılabiliyordu.

Renault 12’ler, zamanının fiyakalı arabalarıydı. Doktorların, avukatların, hakimlerin dahi binek aracı olarak tercih ettiği bir Renault 12, o dönemin gösterişli aracıydı. Bir aracın doktora ait olduğunu anlamak için aracın ön camının sağ kısmında sağlık sembolü olan meşaleye dolanmış yılan logosunu görmek yeterliydi. Geçmişte mi daha dürüsttük acaba? Kırtasiyelerde bile satılıyor olmasına rağmen, nedense doktor olmayanlar bu sticker’ı kullanmazdı. Ancak bazı uyanık galericiler, araçları daha kolay satmak için cama yapıştırdığı “Doktordan temiz / Doktordan az kullanılmış” sloganı ile araçları satışa çıkarırdı.

“Fiyaka” kelimesinin kökeni Fransızca “fiacre” kelimesinden gelmektedir, yani “bir tür at arabası”. Demek ki, günümüzde “gösterişli, cakalı” anlamında kullandığımız bu sözcük, eskiden at arabası olan kişilere yapılan bir yüceltme sıfatıymış.

TOROS MANYAĞI ŞEHİR-2


Sındırgı, zamanın yavaş aktığı, geçmişin izlerini barındıran ve geleneklerle modernliğin iç içe geçtiği bir ilçedir. Bu topraklarda, bir zamanlar Renault 12 Toros’un hakimiyeti vardı. O günlerde, Dağ Keçisi Reno’lar, Sındırgı’nın dar sokaklarında, toprak yollarda, tarlalarda, hatta yaylalarda kendine yer bulurdu.

Sındırgı, Renault 12’nin bir zamanlar hüküm sürdüğü bir yerdi. Bu araçlar, köyler arasında insan ve yük taşırken, kasabanın dar sokaklarında seyir halindeydi. Her gün, ilçenin çarşısında veya pazar yerinde, Renault 12’lerle dolu bir manzara görmek mümkündü. O zamanlar, Sındırgı’nın yaşam ritmi, bu efsanevi araçlarla belirlenirdi.

Sındırgı’nın sokaklarında dolaşırken, Renault 12’lerin çıkardığı sesler hala hafızalarda canlanır. Motorun hışırtısı, lastiklerin yola sürtünme sesi, hatta kapıların kapanma sesi… Bunlar, Sındırgı’nın geçmişine dair nostaljik anıları hatırlatır.

Bugün, Sındırgı’da Renault 12’lerin sayısı azalsa da, hala bu efsanevi araçlara rastlamak mümkündür. Bazıları hala günlük hayatta kullanılmakta, bazıları ise koleksiyonerlerin garajlarında saklanmaktadır. Ancak her gördüğümüz Reno, geçmişe dair bir anıyı canlandırır ve Sındırgı’nın o eski günlerini hatırlatır.

Sındırgı’nın Renault 12 ile özdeşleşmiş geçmişi, ilçenin kimliğini şekillendirmiştir. Bu araçlar, sadece taşıma aracı olmanın ötesinde, bir dönemin simgesi haline gelmiştir. Sındırgı’nın sokaklarında dolaşırken, Renault 12’lerin izlerini hala görebilirsiniz. Bu izler, ilçenin geçmişine dair bir hatıra olarak yaşamaya devam ediyor.

TOROS CENNETİ SINDIRGI


Sındırgı’nın Nostaljik Geçmişi: Renault 12 ve Dar Sokaklar

Sındırgı, zamanın yavaş aktığı, geleneklerin ve modernliğin iç içe geçtiği bir ilçedir. Bir zamanlar Renault 12 Toros’un hüküm sürdüğü bu topraklarda, Dağ Keçisi Reno’lar dar sokaklarda, toprak yollarda, tarlalarda ve yaylalarda kendine yer bulurdu. İlçenin yaşam ritmi, bu efsanevi araçlarla belirlenirdi. Renault 12’lerin çıkardığı sesler hala hafızalarda canlanır: Motorun hışırtısı, lastiklerin yola sürtünme sesi ve hatta kapıların kapanma sesi… Bu sesler, Sındırgı’nın geçmişine dair nostaljik anıları hatırlatır.


Renault 12: Sındırgı’nın Kimliğini Şekillendiren Araçlar

Bugün, Sındırgı’da Renault 12’lerin sayısı azalsa da hala bu efsanevi araçlara rastlamak mümkündür. Bazıları hala günlük hayatta kullanılmakta, bazıları ise koleksiyonerlerin garajlarında saklanmaktadır. Renault 12 ile özdeşleşmiş geçmişi, ilçenin kimliğini şekillendirmiştir. Bu araçlar, sadece taşıma aracı olmanın ötesinde, bir dönemin simgesi haline gelmiştir. Sındırgı’nın sokaklarında dolaşırken, Renault 12’lerin izlerini hala görebilirsiniz. Bu izler, ilçenin geçmişine dair bir hatıra olarak yaşamaya devam ediyor.



Sındırgı’da Yaşam Üzerine – 1

Sındırgı, yaşama enerjisinin ve sevincinin yeşermesi için uygun bir topraktır. Bu şirin ilçe, doğasıyla ve insanlarının samimiyetiyle yaşamı canlandırır. Burada yaşamak, her gün yeni bir heyecan ve coşkuyla dolu olmak demektir. Sındırgı Meydanı, Şerif Paşa Meydanı, Yağ Pazarı, Taş Köprü Erbek, Kocakonak Meydanı, Çavdaroğlu Mahalle Meydanı, Harmanlık, Yeşilli Meydanı, Kışla, Yörük Çadırı, Yağcıbedir gibi mevkii ve meydanlarında bir tanıdığa selam vermektir.

Deneyime dayalı yaşam ve anı biriktirmek, Sındırgı’da adeta bir yaşam tarzı haline gelmiştir. Tarihi dokusuyla dolu sokaklarında dolaşmak, eski çınar ağaçları altında huzur bulmak, yerel lezzetlerin tadına bakmak, her anında yeni bir keşif yapmak mümkündür. Sındırgı, her anıyla özgün ve unutulmaz deneyimler sunar. Özellikle cumartesi pazarında muhakkak vakit geçirerek dostlarla damağınıza hitap edin. Doğal Şehir Sındırgı’nın tüm özelliklerini keşfetmek gerekir. İster çömlek atölyesinde, ister ahşap sanatları atölyesinde, ister yağcıbedir bebeklerinde, ister Akpınar Kadın Kooperatifinde, ister Yağcıbedir dükkanında, ister Kertil kolonyasında, ister Atilla İlhan kitaplığında, ister Güreş evinde, ister Avcı kulüplerinde deneyimler yaşamaktır.

Sındırgı’da yaşayanlar, mahallelerine ve doğaya derin bir aidiyet duygusuyla bağlıdır. Doğanın içinde, şehrin karmaşasından uzakta huzurlu bir yaşam sürmek, insanı yeniden doğaya yaklaştırır. Burada her ağaç, her dere, her taş bir hikaye anlatır ve insanlar bu hikayelerin bir parçası olmanın gururunu taşır. Mahalle muhtarlığı bünyesinde biriken sivil toplum kuruluşlarıyla geliştirilen mahalleye aidiyet kahvehanelerde bol bol muhabbetle beslenir.

Büyük sisteme dahil olmamak, Sındırgı’nın karakterini belirleyen önemli bir özelliktir. Burada insanlar, kendi değerlerine ve yaşam tarzlarına sadık kalarak, küçük ölçekli bir topluluk içinde huzur ve mutluluk bulurlar. Herkes birbirini tanır, birbirine destek olur ve birlikte yaşamın tadını çıkarır. Modern şehirlerin gürültü ve patırtısından dinginliğe kavuşmak, kavurucu ve yorucu sıcağından uzaklaşmak, sel taşkın gibi afetlerden korunmak için bir fırsattır. Diğer yandan büyük veriye dahil olmadan robotlaşmadan gerçek insan gibi yaşamanın yeridir. Sındırgı’da yaşamak üreterek tüketim çılgınlığına karşı durmaktır.

Sındırgı’da yaşamak, sadece bir yerde yaşamak değil, yaşamın kendisini kutlamaktır. Burada her an, yaşamın değerini hissettiren bir armağandır. Doğayla iç içe, deneyim dolu bir yaşam için Sındırgı, mükemmel bir seçenektir.



SINDIRGI'DA AKPINAR TÜRKÜSÜ'NÜN HİKAYESİNİ BİRDE BÖYLE DİNLEYİN

 Sındırgı ilçesi Işıklar köyü/Mahallesi’nde yaşayan, köyün ve çevrenin en güzel ve alımlı kızı olarak bilinen Alyanak Emine adlı bir kız vardır. Emine köyden sevdiği gençle bir gün nişanlanır ve ardından genç askere gider.

O zamanlarda Mehmet Efe denilen ve dağlarda gezen bir eşkıya vardır. Zaman zaman köylere inen Mehmet Efe bir gün Işıklar Köyü’ne iner o sırada Akpınar’da arkadaşlarıyla su doldurmaya gelen Emine’yi görür ve sevdalanır. Emine’yi ailesinden isteyen Mehmet Efe nişanlı olduğunu öğrenir. Kızı alamayacağını anlar. Buna rağmen sevdası gün geçtikçe çoğalır. Hatta Emine’yi kaçıracağını bile söyler. Emine’nin ailesi kızlarını saklar. Mehmet Efe’nin Emine’nin sevdasından sık sık köye indiğini duyan jandarma, bir gün pusu kurarak Mehmet Efe’yi öldürür. Mehmet Efe ölmeden önce Emine’ye duyduğu sevdasını şu mısralarla dile getirmiş ve dilden dile dolaşarak günümüze de türküsü gelmiştir..


Ak Pınar Yapısına (Eminem) Türküsü Sözleri

Akpınar yapısına

Gün doğmuş kapısına

Eminem çiçek yollamış

Uyandım kokusuna


Güzelim güzelim

Çiçek geldi yakından

Yaprakları haber verdi

Bana burcu kokundan


Akpınara varayım

Eminemi göreyim

Eminemin yoluna

Canlar verip öleyim


Güzelim güzelim

Öldüğüne yanmazdım

Gözüm sana kapansa

Cennet bile anmazdım


Akpınar yapısına

Gün doğmuş kapısına

Eminem çiçek yollamış

Uyandım kokusuna


Güzelim güzelim

Çiçek geldi yakından

Yaprakları haber verdi

Bana burcu kokundan


Akpınar yolu geniştir

Kız urbanı değiştir

Mehmet canlar verirken

Can Eminem demiştir


Güzelim güzelim

Kara bağla hırkaya

Telli kuşum bıraktırdı

Eminemi arkaya


-Sındırgı Yöresi Türküleri





SINDIRGI BELEDİYE BAŞKANLARI VE HİZMET YILLARI


Belediye Başkanı Adı Soyadı ve Hizmet Yılları


Serkan Sak    2024 - 


Ekrem Yavaş    2014-2024


Özgür Ertuğrul    2009-2014


Ekrem Yavaş    2004-2009

Fikret Çiğdem    1999-2004


Mustafa Bakkal    1989-1999


Ali Demir    1984-1989


Nevzat Savaş    1977-1980


Sezen Kadıoğlu    1973-1977


Nevzat Savaş    1963-1973

Ali Varol    1958-1960


Hasan Ağaoğlu    1955-1957


Mithat Şükrü Çavdaroğlu    1947-1954


SINDIRGI SİYASETİNDE YAĞPAZARI GÖZLEMLERİ-4

 Bu hafta 31 Mart 2024 Yerel Yönetim seçimlerine göre mazbatalar alınacaktır. Bu haftadan sonra istifaların, görevden almaların ve "affını isteyen" açıklamaların sağanak şeklinde yağdığı bir döneme giriş yapıyoruz.

Unutmamalıyız ki iktidar, güç ve itibarın en büyük sınavıdır. İktidara gelenlerin bu sınavı kolayca geçmeleri beklenemez. Bu süreçte, hak, hukuk, liyakat, şeffaflık, şefkat, kapsayıcı ve berrak bir yönetim anlayışından asla ödün vermemeleri gerekmektedir.

Bazıları hakkı ihlal eder, sadece adaletle hükmeder; bazıları şeffaflığı göz ardı eder, sadece şefkatle hükmeder. Ancak bazen merhamet de, adalet de yanlış kararlar verebilir.

Bu seçimde üzerinde durulması gereken önemli konulardan biri de artık sağ-sol, milliyetçi, İslamcı gibi etiketlerin ve ayrışmaların anlamını yitirdiğidir. Sosyal politikaların temel taşı olan kalkınmaya büyük önem vermeliyiz. Sivil toplumun merkezi, disiplini ve etik değerleri koruyamaz. Kadınlar, haksız kazançlara ve kavgacı, kibirli tavırlara izin verilmesini istemiyorlar. Emeklilerimiz, kendilerinin fark edilmesini bekliyorlar. Gençlerimiz, hayal güçlerini genişletmek ve veri/bilgiye erişimlerini kolaylaştırmak için destek arzuluyorlar. Dahası, her birimiz artık metaverse'de yaşıyoruz ve gençlerin bu artırılmış sanal gerçeklik hayatlarına daha fazla imkan tanımalıyız.

Seçim sonuçlarına göre, bazı yerlerde AK Parti ile AKP arasındaki mücadelede AKP kazandı. Bir dostumun ifadesiyle, "Yerel seçimler beklediğim gibi AKP ile Ak Parti arasında geçti. Ak Parti'ye gönül veren birçok seçmen sandığa gitmedi. Gidenlerin bir kısmı da tepki oyu kullandı. Metal yorgunluğu kronik bir hal almıştı." Başka bir deyişle, bu seçimde, tencere ile tencere arasında bir yarış vardı ve tencere kazandı. Yeniden Refah Partisi, Cumhur İttifakı'ndan yara almadan çıkarak algı, basın ve iktidar eleştirilerine fırsat vermeden her yerde aday çıkarmasıyla üçüncü parti oldu. YRP 768, İYİ Parti 379, BBP ise 211 oy aldı ilçemizde. 

Seçim öncesi Sındırgı Yağ pazarı gözlemlerimde bin oy fark görünüyordu. Geçmiş yazılarımda da bahsettiğim gibi yanlış adımlar bu farkı arttırdı. Devlet kurumlarında çalışanların tüm gücüyle propagandaya çıkması da dedikodu malzemesi oldu. 


Serkan Başkan (12.725) ve Ekrem Başkan (9.722), net 3 bin oy farkıyla yeni bir döneme girdiler. Geçmiş 30 yılda ara ara CHP'li belediye başkanlarıyla Sındırgı'mız fetret dönemine girmişti. Yatırım çekemeyen veya yaşlılığı sebebiyle projeleri hayata geçiremeyen başkanlar yüzünden mevcut yatırımlar köhneleşiyordu. Bu sefer genç ve sahada aktif olan, köy köy gezerek herkesi tanıyan Veteriner Hekim Serkan Sak göreve geldi.

Herkes kazansın, herkese hayırlı olsun.

Diğer yazılarımı da okuyabilirsiniz:





Mehmet Yılmaz- 2 Nisan 2024

Sındırgı Yağpazarı /Akasyalar


Balıkesir Yeni Dönem Belediye Başkanları (2024-2029)

Aday olup kazanamayan bir nebze anlaşılır da 5 yıl boyunca belediye başkanı olup kaybeden gönüllere girememiş demektir.

Tüm Hakları Saklıdır © 2014 Sındırgı.net | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Sındırgı için ile..