Sındırgı

SINDIRGI SİYASETİNDE YAĞPAZARI GÖZLEMLERİ-4

 Bu hafta 31 Mart 2024 Yerel Yönetim seçimlerine göre mazbatalar alınacaktır. Bu haftadan sonra istifaların, görevden almaların ve "affını isteyen" açıklamaların sağanak şeklinde yağdığı bir döneme giriş yapıyoruz.

Unutmamalıyız ki iktidar, güç ve itibarın en büyük sınavıdır. İktidara gelenlerin bu sınavı kolayca geçmeleri beklenemez. Bu süreçte, hak, hukuk, liyakat, şeffaflık, şefkat, kapsayıcı ve berrak bir yönetim anlayışından asla ödün vermemeleri gerekmektedir.

Bazıları hakkı ihlal eder, sadece adaletle hükmeder; bazıları şeffaflığı göz ardı eder, sadece şefkatle hükmeder. Ancak bazen merhamet de, adalet de yanlış kararlar verebilir.

Bu seçimde üzerinde durulması gereken önemli konulardan biri de artık sağ-sol, milliyetçi, İslamcı gibi etiketlerin ve ayrışmaların anlamını yitirdiğidir. Sosyal politikaların temel taşı olan kalkınmaya büyük önem vermeliyiz. Sivil toplumun merkezi, disiplini ve etik değerleri koruyamaz. Kadınlar, haksız kazançlara ve kavgacı, kibirli tavırlara izin verilmesini istemiyorlar. Emeklilerimiz, kendilerinin fark edilmesini bekliyorlar. Gençlerimiz, hayal güçlerini genişletmek ve veri/bilgiye erişimlerini kolaylaştırmak için destek arzuluyorlar. Dahası, her birimiz artık metaverse'de yaşıyoruz ve gençlerin bu artırılmış sanal gerçeklik hayatlarına daha fazla imkan tanımalıyız.

Seçim sonuçlarına göre, bazı yerlerde AK Parti ile AKP arasındaki mücadelede AKP kazandı. Bir dostumun ifadesiyle, "Yerel seçimler beklediğim gibi AKP ile Ak Parti arasında geçti. Ak Parti'ye gönül veren birçok seçmen sandığa gitmedi. Gidenlerin bir kısmı da tepki oyu kullandı. Metal yorgunluğu kronik bir hal almıştı." Başka bir deyişle, bu seçimde, tencere ile tencere arasında bir yarış vardı ve tencere kazandı. Yeniden Refah Partisi, Cumhur İttifakı'ndan yara almadan çıkarak algı, basın ve iktidar eleştirilerine fırsat vermeden her yerde aday çıkarmasıyla üçüncü parti oldu. YRP 768, İYİ Parti 379, BBP ise 211 oy aldı ilçemizde. 

Seçim öncesi Sındırgı Yağ pazarı gözlemlerimde bin oy fark görünüyordu. Geçmiş yazılarımda da bahsettiğim gibi yanlış adımlar bu farkı arttırdı. Devlet kurumlarında çalışanların tüm gücüyle propagandaya çıkması da dedikodu malzemesi oldu. 


Serkan Başkan (12.725) ve Ekrem Başkan (9.722), net 3 bin oy farkıyla yeni bir döneme girdiler. Geçmiş 30 yılda ara ara CHP'li belediye başkanlarıyla Sındırgı'mız fetret dönemine girmişti. Yatırım çekemeyen veya yaşlılığı sebebiyle projeleri hayata geçiremeyen başkanlar yüzünden mevcut yatırımlar köhneleşiyordu. Bu sefer genç ve sahada aktif olan, köy köy gezerek herkesi tanıyan Veteriner Hekim Serkan Sak göreve geldi.

Herkes kazansın, herkese hayırlı olsun.

Diğer yazılarımı da okuyabilirsiniz:





Mehmet Yılmaz- 2 Nisan 2024

Sındırgı Yağpazarı /Akasyalar


Balıkesir Yeni Dönem Belediye Başkanları (2024-2029)

Aday olup kazanamayan bir nebze anlaşılır da 5 yıl boyunca belediye başkanı olup kaybeden gönüllere girememiş demektir.

Sındırgı'nın Yeni Belediye Başkanı Belli Oldu: Ayrıntılı Seçim Sonuçları

Sındırgılılar Belediye Başkanlarını belirlemek için 31 Mart 2024 Pazar günü sabahın erken saatlerinden itibaren oy kullanacakları okullara gitti. 10 adayın bulunduğu Sındırgı Belediye Başkanlığı yarışında kazanan belli oldu. Sonuçlara göre Sındırgı'da yeni bir dönem başlayacak. Sındırgılı seçmen 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde görmek istedikleri belediye başkanını belirledi.


CHP'nin Sındırgı Belediye Başkan adayı olarak gösterdiği Serkan SAK, sıkı mücadelenin ardından büyük fark ile seçimi kazandı.

Sandıkların yüzde yüzünün açıldığı Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde Veteriner Hekim Serkan SAK, önceki dönem Belediye Başkanı olan AKP'li rakibi Ekrem YAVAŞ'a fark atarak belediye başkanlığını kazandı.

Tüm sandıkların açılmasıyla tamamlanan seçimde, açıklanan sonuçlara göre Sındırgı'da yerel seçim yarışında sonuç şöyle:

Detaylı Sındırgı 2024 Seçim Sonuçları (AA)









Sındırgı Siyasetinde Yağ Pazarı Gözlemleri 3

Ekrem Başkan'ın Dördüncü Dönemi: Süsleme Mi, Yeni Bir Vizyon Mu?

Ekrem Başkan'ın yeni bir vizyonla gelememesine dair eleştiriler artarken, yaptığı bir açıklamada bu dördüncü dönemini "süsleme dönemi" olarak tanımlaması, kaygı verici bir tablo çiziyor. Bu durum, Ekrem Başkan'ın siyasetten anlayan bir kadroya ve danışmanlara sahip olmadığına dair endişeleri doğuruyor. Yetersiz kadro ve sadece kendine inananlarla bir ekip kurması da aleyhine bir durum olarak değerlendiriliyor.

Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Yücel Yılmaz'ın tüm ilçe adaylarıyla birlikte verdiği güçlü fotoğraf, Ekrem Başkan'ın aksine bir tablo çiziyor. Sındırgı'da yapısal sorunlar gün yüzündeyken bu döneme "süsleme dönemi" demek, halkta hayal kırıklığı oluşturuyor.

Serkan Başkan: Güçlü Projeler Eksikliği ve Yetersiz Strateji

Serkan Başkan'ın son düzlükte bile güçlü projeler üretemediği ve arkasındaki rüzgârı umutlu bir şekilde sürükleyemediği görülüyor. Videolu içerikler ve reklamlar ile sosyal medyayı iyi kullanmasına rağmen, çevrimiçi mitingler düzenlememiş ve Ankara ve İstanbul'dan fotoğraflar paylaşarak seçmenlere ulaşma ve güçlü görünme şansını kaçırmış gibi görünüyor. İktidarın mental ve metal yorgunluğunu yeterince kullanamamış olması da dikkat çeken bir eksiklik.

Bu seçimde yeniden bir çıkış yapan Erbakan, 900 ilçede aday çıkardı ve Sındırgı'da da yükselişi dikkat çekici. Genel seçimden sonra Akşener'in "ayrıl da gel" çağrısı, Erbakan'a yaradı ve Sındırgı'da da aday gösterdiler.

Yeni Bir Mahalle İhtiyacı

Yağcıbedir İlköğretim Okulu, İbrahim Ethem Akıncı İlköğretim Okulu ve Pürsümler Yolu arasında kalan alanda yeni bir gelişimin olduğu ve burada yeni yatırımların önemli olduğu belirtiliyor. Bu bölgede yeni bir mahalle ihdas edilmesi, 3 bin nüfusa ulaşan Camicedit Mahallesi ve geniş alana uzanan Çavdaroğlu Mahallesi'ne daha iyi hizmet verilmesini sağlayabilir. Mekansal planlamaya göre ilçe merkezinin alt yapısını güçlendirmeliyiz. 

Kırsal Mahallelerde Beklentiler

En kalabalık kırsal mahallerden biri olan Yüreğil (1800)'de yapısal sorunlara çözüm bulunamaması, Yaylabayır(850) ve Yüreğil arasındaki orman yolunun asfaltlanmaması ve Umurlar(800)'ın sel taşkın sorunu gibi birçok sorun çözüm bekliyor. Osmanlar altı’nın (600) kırsal kalkınmada dinamik hale getirilmesi gerekiyor. Kırsal dinamiklerin kullanılmaması da dikkat çeken bir eksiklik. Her kırsal mahalle için çözümler üretilmesi ve kırsal kalkınmaya destek verilmesi büyük önem taşıyor.

Kazananın Sındırgı'ya Hizmet Etmesi Beklentisi

Kazanan adayın, Sındırgı'ya hizmet edebilecek bir profil çizmesi ve tüm mahallelerin ihtiyaçlarını karşılayacak çözümler üretmesi bekleniyor. Emekli imamlar ve öğretmenler derneklerde daha etkin olması, sivil toplum kuruluşlarının güçlendirilmesi gerekiyor. Demokrasi sadece seçimlerden ibaret olmadığını unutmayın. Kırsal kalkınmaya inanan bir belediye başkanının seçilmesini istiyoruz. arasında.

Genel Değerlendirme

Sındırgı seçimleri, adayların vizyonları, projeleri ve geçmiş performansları üzerinden değerlendiriliyor. Seçmenler, Sındırgı'nın geleceği için en doğru kararı vermeye hazır.

Sındırgılı olarak tüm gücümüzle kırsal kalkınmaya ve gençler, kadınlar ve yaşlılar için insani kalkınma faaliyetleri yapmaya inanıyoruz.

Mehmet - 29 Mart 2024 Cuma



Sındırgı Spor Rakibine Fark Attı! 5 - 0

Sındırgı Spor, Bigadiç Spor’u 5-0 yenerek büyük bir zafer kazandı! Bu heyecan dolu U15 maçında genç futbolcularımız, sıkı çalışmalarının meyvelerini topladılar. Rakiplerini ezici bir farkla geride bırakarak galibiyeti elde ettiler.

Futbol Antrenörü Mehmet Bayram ve Danışman Ali İlksen Demirözer, genç oyuncuları bu büyük başarıya ulaşmalarında yönlendirdi. Maçın oynandığı yer ise Sındırgı Atatürk Stadyumu oldu.

Bu muhteşem galibiyet için kulüp yönetimi ve futbolcularımıza başarılar diliyoruz! Gençler, harika bir iş çıkardınız! 👏🏻👏🏻👏🏻


Şimdi, bu zaferin ardındaki detaylara bir göz atalım:

Taktiksel Üstünlük: Sındırgı Spor, sahada ustaca taktikler uyguladı. Savunma hattı rakip takımın hücum girişimlerini etkisiz hale getirdi ve hızlı hücumlarla gol pozisyonları oluşturdu.

Genç Yetenekler Parladı: Genç futbolcularımızın performansı takdire şayan. Hem hücumda hem de savunmada gösterdikleri yetenek, geleceğin yıldızları olabileceklerini gösteriyor.

Mehmet Bayram’ın Rolü: Futbol Antrenörü Mehmet Bayram, takımın başarısında kilit bir rol oynadı. Oyuncuları motive etti, stratejiler geliştirdi ve saha içinde doğru hamleleri yaptı.

Taraftar Desteği: Sındırgı Atatürk Stadyumu’ndaki taraftarlar, takıma inanılmaz bir enerji verdi. Tribünlerdeki coşku ve tezahüratlar, oyuncuların performansını olumlu yönde etkiledi.

Fair Play: Maç boyunca her iki takım da centilmence mücadele etti. Rakip takımın oyuncularıyla dostça selamlaşmalar ve maç sonunda alkışlar, sporun güzelliklerini yansıttı.

Bu galibiyet, Sındırgı Spor’un geleceğe umutla bakmasını sağladı. Gençler, bu başarıyı daha da ileri taşıyacaklarına inanıyoruz! 🏆⚽





SINDIRGI YAĞ PAZARI GÖZLEMLERİ - 2

Yerel seçim heyecanı tüm çeşitliliğiyle devam ediyor. Projeler açıklanmaya başladı, bunları birazdan değerlendireceğiz. Ancak, taraflar arasındaki ithamlarla dolu bir sessizlik hüküm sürüyor. Ne yazık ki, dedikodular, icraatların ve projelerin önüne geçmiş durumda. Bu durumun oluşturduğu kötü siyasi atmosfere de değinmek gerekiyor.

Sındırgı, oldukça yaşlanan ve gurbetçileriyle İzmir'de, Bursa'da, İstanbul'da yaşayan bir iç Ege ilçesi olarak biliniyor. Tarım ve hayvancılığın yanı sıra doğal güzellikleri ve kültürel özellikleriyle dikkat çekiyor. Ayrıca termal kaynaklarıyla turizmi de teşvik etmeye namzet bir sakin şehir.


Sındırgı'yı, Dereboyu, Yaylabayır-Yüreğil hattı ve Gölcük hattı olmak üzere üç bölümde ele alırsak ve buna yönelik projeler geliştirirsek yerinde bir adım atmış oluruz. Başka bir deyişle, örneğin eski beldelerimizden Yüreğil ve Yaylabayır, seçimde önemli bir yer tutuyor. Tüm adaylar, köy köy nüfusu, her gün mevcut durumdaki muhtar adayları, meclis üyesi adayları ve eski siyasi otoritelerle çalışmalarını sürdürüyorlar. Ekrem Başkan, hala eski siyasi otoriteleri sahaya süremedi ve meclis adaylarını oluştururken yaşadığı zorlukları aşamadı. Toplu oy gelecek yerlerden olumlu sonucu tam alamadı. Her gün İlerlemek, birlik beraberlikle istişare ve köy köy istatistik önem arz ediyor... 

Ben, 90'lı yıllardan beri, yani 30 yıldır yerel ve genel seçimleri takip ediyorum. Her seçimde ilgili vaatleri içeren broşürleri inceliyor ve saklıyorum. Yapılan ve yapılamayan projeleri de gözlem altına alıyorum. Bu seçimde yavaş yavaş proje vaatleri ortaya çıkmaya başladı. Projeleri teker teker inceliyoruz. Sındırgı'da, mevcut gençlerin, kadınların, yaşlıların, genel halkın ve gurbetçilerin ihtiyaçlarına göre projeler üretilmiyor. Serkan Başkan, projelerini değil politikalarını açıklayabildi.

Sındırgı da istihdamı artıracak, yaşamı kolaylaştıracak, sosyal hayatı güçlendirecek projelerin yerine ihale, imar- inşaat projeleri gibi rant hissi uyandıracak ön planda olması dikkat çekici. Halbuki Sındırgının gerçek ihtiyaçları daha başka, yapılması gereken projeleri iyi düşünmek gerekiyor vs. Adayların hazırlıkları zayıf; genç ve dinamik bir seçim atmosferi yok.

"31 Martta herkesin kazanacağını" vaat edenler kazanacak gibi görünüyor. Ekrem Başkan'ın ekibi, okul ziyareti, protokol krizi, küçük atışmalar gibi gereksiz ve gerilimi arttıran tartışmalarla zaman kaybediyor. Küçük olaylara takılmak, tedirginlik oluşturduğunu ve cephe genişletmekten ibaret olduğu izlenimini veriyor. Bu gerilimi arttıran hareketlerin oy kaybettirdiğini görmüyor gibi. Serkan Başkan, hatalar yapmış olabilir ancak itidal çağrısı yaparak ve küçük oyunlara gelmeyerek dikkat çekiyor. İktidarın küçük hataları aslında hep büyüktür.

Tarafları herkesin kazanacağı bir seçime yönlendirmeliyiz. Yapılan ve yapılamayan hizmetleri ve projeleri eleştirmeliyiz. Gelecek projeleri tartışmalıyız. Dedikoduları ve milleti ilgilendirmeyen durumları gizlemeliyiz.

Bizim tercihimiz; "Herkes kazanmalı..."


Mehmet Yılmaz

22 Mart 2024 Cuma

Sındırgı Yağ Pazarı

Sındırgı Haritası


SINDIRGI YAĞ PAZARINDAN İZLENİMLER

Balıkesir ve ilçelerinde nefes kesen bir seçim atmosferi hakim. Bigadiç'te geçmiş seçimlerde yaşanan yoğun rekabetin aksine, bu sefer sonuçlar neredeyse belli gibi. Altıeylül ve Karesi’de bağımsız adaylar da bastırıyor. 

Ekrem Başkan, tüm gücüyle ağır toplarla (vekiller, bakanlar vb.) seçim meydanlarını dolduruyor. Ancak henüz, geçmiş seçimlerden, gerçekleştirdiklerinden ya da gerçekleştiremediklerinden, hatta başka bir konudan yola çıkarak dramatik bir hikaye oluşturmayı başaramadı. Girdiği kaçıncı seçimi olduğunu bilmesem de, Bandırma'da Cemal Başkan bu konuda başarılı oldu ve yeniden sahnede yer aldı. Ancak, bu seçimde adayların yeni vizyonları, yeni projeleri ve yeni hayalleri hakkında henüz net bir tablo oluşmadı.

Her aday, muhtarlar ve muhtar adayları üzerinden seçim atmosferini zenginleştiriyor. Çavdaroğlu mahallesinde 8 muhtar adayı var, mevcut Belediye Başkanı olsam taraf seçmek kolay olmayacaktı. Serkan Başkan'ın güçlü isimlere ihtiyacı var gibi görünüyor. Bu isimler, büyük hayallerin ve güçlü desteklerin temsilcisi olabilir: ya eski güçlü isimlerden ya da Ankara'dan… Serkan başkanın eski güçlü siyasetçilere yer vermesi lehine olmuş.

Ekrem Başkan'ın tarafında, değişimcilerle, sürekli değişimcilerle ve eski dostlar arasında bir sancı var gibi. Encümen adaylarında yapılan yanlış kararlar ise seçimin belirsiz bir rotaya sürüklenmesine neden olmuş gibi duruyor. Ekrem Başkanın bu ekibi yalnızlık izlenimi veriyor ki bu da Serkan başkanın lehine… Sındırgı'da ise eski dostların seçim konusunda değerlendirmeleri artık şaka konusu değil, fakat Ekrem Başkan bu gerçeğin farkında gibi görünmüyor. Bu seçimde Ekrem Başkanla beraber 8 başkan aday adayı varken seçim sahnesinde yada encümen adaylarında bunu göremiyoruz ki ben olsam hepsine yeni sayfalar açardım ve kesin sonuç alırdım.

Sındırgı'da, geçmiş seçimlerde sağ ve sol arasında sık sık değişen bir denge vardı, ancak bu sefer ne olacağı belirsiz.

Özetle, 2009 havasını tekrar hissettim. Yerel seçimleri; yapılanlar, yapılamayanlar ve yapılacaklar üzerinden seçimi kazanmalarını umuyorum. Sındırgı'da tüm adaylar, küçük hatalar yapmaya devam ediyor gibi görünüyor. Bakalım, neler olacak...

14 Mart 2024, Perşembe.

Mehmet Yılmaz

Sındırgı Siyaset Meydanı


Açıköğretim Lisesi ve Açıköğretim Ortaokulu sınav tarihleri 2024

 AÇIK ÖĞRETİM ORTAOKULU 2023-2024 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 2. DÖNEM E-SINAV GİRİŞ BELGELERİ ERİŞİME AÇILDI.


1 Mart 2024 - 29 Mart 2024 tarihleri arasında uygulanacak olan Açık Öğretim Ortaokulunda Kayıtlı (Yurt Dışında Bulunan Öğrenciler, Engelli Öğrenciler ile Tutuklu ve Hükümlü Öğrenciler Hariç) öğrencilerin, 2023-2024 Eğitim ve Öğretim Yılı 2. Dönem e-Sınavı, sınav salonlarına atanma işlemleri tamamlanmıştır.


Öğrencilerimiz, sınav giriş belgelerini https://aionet.meb.gov.tr/OgrenciGiris.aspx adresindeki randevu ekranlarından giriş yaparak alabilirler. Halk eğitimi merkezleri ise bilgi kontrol ekranları/e-Sınav randevu işlemleri ekranından, öğrenci T.C. kimlik numarası ile e-Sınav giriş belgelerinin dökümünü alabileceklerdir.


DİKKAT!

 

1 Mart 2024 - 29 Mart 2024 tarihleri arasında sınava girecek öğrencilerimiz, sınav giriş belgenizde yer alan, e-Sınav tarihi ile e- Sınav salon giriş yerine dikkat ediniz ve sınavla ilgili kuralları okumayı unutmayınız.




Geleceğin Modern Tarım Araçları Nasıl Olacak?

Gelecekte tarım, teknoloji ve dijital dönüşüm ile şekilleniyor. Tarım sektörü, artan rekabet, değişken pazar şartları ve küreselleşen ekonomik sistem nedeniyle önem kazanıyor. İşte geleceğin modern tarım araçları ve teknolojileri:


Otonom, Sürücüsüz Tarla Araçları ve Traktörler: Sensörler, radar, GPS sistemleri ve makine öğrenmesi ile donatılmış otonom arazi makineleri, yetişmiş insan gücünden tasarruf sağlayarak iş kalitesini artırıyor ve maliyetleri düşürüyor.

Hassas Tarım ve Drone Kullanımı: Drone’lar, havadan arazileri tarayarak sulama, ilaçlama ve haşere kontrolü gibi tarımsal faaliyetleri daha etkin ve hızlı bir şekilde gerçekleştirmeyi sağlıyor. Uzaktan algılama ile hassas tarım uygulamaları da gelişiyor.

Akıllı Tasmalar ve Hayvan Kontrolü: Akıllı tasmalar, çiftlik hayvanlarının izlenmesini sağlayarak süt verimliliğini artırabiliyor. Bu otomasyon sistemleri, hayvancılık alanında önemli avantajlar sunuyor.

Toprak ve Hava Sensörleri: Toprak nem sensörleri, toprak sıcaklık sensörleri ve yaprak nemlilik sensörleri, gerçek zamanlı olarak çiftlik, orman veya su kaynaklarının durumunu takip etmeyi mümkün kılıyor. Nesnelerin interneti teknolojisi ile veriler anlamlı hale getirilerek su ve elektrik tasarrufu sağlanabiliyor.

Tarımsal Mobil Uygulamalar: Hava durumu bilgisi, ürün miktarı hesaplaması ve ilaç miktarı belirlemesi gibi mobil uygulamalar, günlük tarımsal işlerde önemli avantajlar sağlıyor ve sektöre ivme kazandırıyor.

Sindirgi.net olarak geleceğin tarımda olduğunu görebiliyoruz. Bu teknolojilerin entegrasyonu ile daha verimli, sürdürülebilir ve istikrarlı bir şekilde gerçekleşecektir. 🌾🚜

Sizler için gelecekte olacak tarım araçlarının modellerini ekledik:












Şifalı Meyve: İğde ve İğdenin Faydaları

 İĞDE: İğdenin eti, et;  derisi, deri ve çekirdeğiyse kemik, üretir.

iğde, böbrekleri ısıtır ve hemoroidi tedavi eder.

Kollar ve bacakları güçlendirir.

iğde, akciğerinin enfeksiyonu kurutup, sulanmasını tedavi eder.

vücudun C vitaminin eksikliğini ortadan kaldırır.

İdrar damlatmasını tedavi eder.

İğde, kemik kırıkları ve çatlakları tedavi için, eşsiz bir ilaçtır

İğde çekirdeğin tozu, kıkırdak üretir ve süt ile karışımı ise eklem tamiri ve sırt ağrı tedavi eder.

Avicenna tıp fakültesinde, iğde çekirdeğin tozu ile tedavi, arterit romatoit ve romatizma için basit, mükemmel ve güvenli bir tedavi yöntemidir.

İğde, çok güçlü bir antioksidan etkisi vardır ve K vitamini ile midenin ve bağırsakların enfeksiyonu, yarayı ve ödeme karşı mücadele eder.

iğde, karaciğer sirozu olan insanlar için etkilidir.

İğde tozu, pıhtılaşan beyaz kan hücrelerinin miktarını azaltır ve kalp hastalığın riskini düşürür.

iğde tozu, şeker diyetinin neden olduğu yüksek tansiyonu azaltır. İğde tozu yüksek tansiyonu olan insanlar için etkilidir.

Yüksek miktarda lif nedeniyle, vücutta doygunluk hissine vererek iştahı azaltır ve zayıflamaya neden olabilir.

Lif bakımından zengin ve bir kalsiyum kaynağı olduğu için, yaşlılar ve emziren anneler için tavsiye edilir, çünkü kemik erimesini önler ve sindirim sistemini güçlendirir. Bu yüzden bu anneden emmen bebek çok zeki olur.

Migren baş ağrılarını tedavi eder ve Alzheimer'ı önler.

Kavurulmuş iğde tozu, arpa unu ve arpa kepeğı ile bal ve süt karışımı, çocukların kemik ve et gelişimini ve zayıf olanlara ise kilo almaları için eşsiz bir besindir.

Bir bardak süt içine bir çorba kaşığı iğde tozu dökün ve bir çorba kaşığı balla karıştırın. Her gün bir porsiyonu bir  öğün yada ara öğün olarak yiyin.

Bu basit iksiri 14 gün boyunca yiyin ve muhteşem değişimi  görün, 70 veya 72 gün almanız kemik erimesi ve Alzheimer'ı tedavi etmek için mükemmel bir takviyedir.

Kabızlık yaşayan bireyler tek başına iğde kabızlığı arttırabilir ancak bir kaşık buğday yada arpa kepeğiyle 5dk haşlaması bu sorunu düzeltir.



İbrahim Ethem Akıncı'nın Gözünden Kuvayı Milliye: Demirci Akıncıları

Merhabalar

İbrahim Ethem Akıncı'nın "Demirci Akıncıları" kitabını okudum. Çok etkilendim. İstedim ki Akıncılar unutulmasın. 

Bir yazı kaleme aldım. Aşağıda -Demirci Akıncıları Kitabı özeti şeklinde- onu paylaşmak istiyorum.

Sağlıcakla.

Mustafa Altınöz


Demirci Akıncıları

Balıkesir Kuvayı Milliye şehri. Bu topraklarda doğuyor Kuvayı Milliye. İşgale ilk direniş Ayvalık'ta başlıyor. İlk ateş emrini Yarbay Ali Çetinkaya veriyor. 172. Alay komutanı olarak. Bölgede eli silah tutan kim varsa vatanı savunmaya çağırıyor. Yörükler geliyor. Balkan göçmenleri geliyor. Kendilerine "Kuvayı Milliye" diyorlar.

Yunan askerinden önce korku teslim alıyor köyleri, kasabaları. Bergama'ya hiç bir direnişle karşılaşmadan giriyor düşman. Kuvvayı Milliye'nin ilk başarısı da Bergama'yı geri almak oluyor. Kendilerine daha çok inanıyorlar artık.

Burhaniye'ye 29 Haziran 1920'de girebiliyor Yunan kuvvetleri. Ayvalık'a asker çıkardıktan 13 ay sonra. Düşünsenize. Ayvalık Burhaniye arası sadece 35 km. Öyle kararlı bir direniş yani.

Çok sıkı direniyor bölgedeki Kuvvayı Miliye güçleri. Ama Yunan ordusu daha büyük kuvvetlerle gelince güçleri yetmiyor. Haklı olmanın moral üstünlüğü yetmiyor.

Eli silah tutanlar yine teslim olmuyor. Geri çekiliyor. İbrahim Ethem bey de biraderiyle birlikte Balıkesir'i terk etmek zorunda kalıyor. Bursa'nın yolunu tutuyor. Her yerde bir telaş var, panik var. Bursa'dan İstanbul'a geçiyor. Buradan Anadolu'ya geçmenin yollarını araştırıyor. Sahte kimlikle vapura binip İnebolu'ya geliyor. Oradan herkesi bırakmıyorlar Ankara'ya. Soruşturuluyor kimin nesi diye. 21 Ekimde başlıyor Ankara yolculuğu. At arabalarıyla. 3 Kasım 1920'de ulaşıyor sonunda. Ankara'da Mustafa Kemal Paşanın önderliğindeki yeni hükümet kendisine Demirci kaymakamlığı görevi veriyor. "Sen Çorum'da (Düvertepe) nahiye müdürlüğü yapmışsın. Bölgeyi tanıyorsun" diyorlar. Bu kez Demirci'ye yolculuk başlıyor. 


İbrahim Ethem Bey de Selanik'li. 1989 doğumlu. Selanik'te hukuk okumuş. Kabına sığmayan bir hali var. Atak birisi. Osmanlı Selanik'ten çekilince onlar da katılmış göç kervanına. Ailesini Balıkesir'e yerleştirmişler. Sındırgı'nın Çorum nahiyesine atamışlar. Orada üç yıl görev yaptıktan sonra Balıkesir merkeze alınmış. Mondros Mütarekesi olunca da bırakmış memuriyeti. Avukatlığa başlamış Balıkesir'de. Daha otuzunda genç bir avukatmış Kuvayı Milliye'ye katıldığında.

Eskişehir, Kütahya, Simav üzerinden zorlu bir yolculuktan sonra geliyor Demirci'ye. Tarih 23 Aralık 1920. Bölgede Çerkez Ethem'in Kuvayı Seyyare'si var. Onların sözü geçiyor. Ama Çerkez Ethem'in Ankara hükümeti ile ilişkileri gergin. Koptu kopacak noktasında. Çerkez Ethem'in Yunan tarafına geçebileceği konuşulmakta.

İbrahim Ethem bey bu koşullarda göreve başlıyor. Çerkez Ethem'in yanındaki yurtsever savaşçılarla temasa geçiyor hemen. Parti Pehlivan ile Halil Efe gibi namlı isimler vardır bunların arasında. Çerkez Ethem adamlarına "Ankara'nın yanına geçerseniz sizi affetmez, idam ederler" diye korku vermekte. İbrahim Ethem de onlara güven veriyor. Yanına çekmeyi başarıyor. Uzun süre dağlarda kader ortaklığı yapıyor bu ikisiyle.

Demirci ilginç bir yer. Durmadan yönetim el değiştiriyor. İlk Yunan işgali 21 Temmuz 1920'de. 10 gün sonra Çerkez Ethem'in kuvvetleri geri alıyor. 4 gün sonra tekrar Yunan'a bırakılıyor. Böyle sürüp gidiyor.

Çerkez Ethem 17 Ocak 1921'de Demirci'ye geliyor. Ankara'yla görüşmeler yapılıyor. Sonuç alınamıyor. Çerkez Ethem kuvvetleriyle Susurluk'a giderek Yunan tarafına katılıyor ne yazık ki.


Demirci Akıncıları kitabını okuyorum İbrahim Ethem Beyin. Günlükler şeklinde yazmış. Aralara şiir alıntıları yapmış. Namık Kemal'den, Fikret'ten, Hamid'den, Ersoy'dan... Daha çok da rapor, bildiri, mektup şeklinde yazışma metinleri yer alıyor kitapta. Durumu iyi anlatmak için krokiler de eklemiş. Resmi dil kullanmış. Ağır Osmanlıca sözcükler var. Kitabın sonuna sözlük eklenmiş ama takibi kolay olmuyor. 

İbrahim Ethem Bey iyi bir lider. Zeki, kararlı. Karşısındakinin güvenini kazanmasını biliyor. Bilgisiyle, duruşuyla saygıyı hak ediyor. Sözünü dinletiyor. 

Yunan işgali altındaki bölgede çok iyi bir haberleşme ağı kuruyor. İstihbarat konusunda da çok iyi. Başarılı taktikleri var. Örneğin kendisine atını veren köylüye diyor ki, "Git beni Yunan komutanına şikayet et. Atımı çaldılar de. Böylelikle onların güvenini de kazanmış olursun". Ya da "Köy olarak gidin düşman komutanına şikayet edin bizi. 'Köyümüze saldırdılar. Çatıştık. Ölülerini de alıp kaçtılar' deyip silah isteyin onlardan" diyor. 

Öncesinden bölgeyi tanıdığı için haber kaynaklarına ulaşmakta zorlanmıyor. Kurtuluş umudunu canlı tutuyor hep. "Biz haklıyız. Kazanacağız" diyor. Yanındakiler inanıyor ona.

Türk ordusu geri çekilince bölge işgal altında kalıyor. İbrahim Ethem Bey elindeki kuvvetlerle orduya katılmayı da düşünüyor. Ama geride kalıp düşman kuvvetlerini üzerine çekerek bu savaşta daha faydalı olacağına inanıyor. Sürekli huzu

rsuz ediyor onları. Baskınlar veriyor. Tuzaklar kuruyor. Boşlukları hemen dolduruyor. Cephe gerisinde daha çok kuvvet bulundurmak zorunda kalıyor Yunan ordusu.

Kitapta anlatılanlara göre Yunan askeri bizim köyü (Çorum) ve Çıkrıkçı'yı 23 Temmuz 1921 günü çatışmasız işgal ediyor. Bir sonraki gün Akıncılar Çıkrıkçı köyüne baskın veriyor. Bu kez ertesi günü düşman Çorum ve Çıkrıkçı'dan geri çekiliyor.  

6 Ağustos 1921'de Yunan kuvvetlerinin Demirci'ye baskın yapacağı haberini alıyorlar. İbrahim Ethem Bey bakıyor ki elindeki güç yeterli değil. Çatışmaya girse hem yenilecek hem de düşmana kasabayı yakıp yıkmak için bahane verecek. Kasabayı tahliye kararı alıyor. Kuvvetleriyle dağa çekiliyor. Bundan sonra artık "gerilla" dönemi başlıyor. Ahd ediyor İbrahim Ethem bey. "Memleket düşman işgalinden kurtuluncaya kadar kesmeyeceğim sakalımı" diyor. Kesmiyor da.

Kendisine katılanları müfrezeler şeklinde yapılandırıyor. Sındırgı yöresindeki kuvvetler üçüncü müfrezede.  Müfrezeler iki mangadan oluşuyor. Akıncıların görevlerini, sorumluluklarını yazılı olarak tanımlıyor. Başlara kalpak giyileceği bile yazılmış. Her müfrezenin bir yazıcısı oluyor. Yazılı talimatlar gidiyor, raporlar geliyor kendisine. Telgraf da yok. Atlı ulaklar gidip geliyor. Haberleşmeye büyük önem veriyor. Düşmanın propagandasına karşı uyanık oluyor hep. Halkla ilişkileri de tanımlıyor. Köylüden her aldığının kaydını tutuyor yazıcı. Karşılığında imzalı bir belge veriyor. Zamanı geldiğinde akıncılar arasında ayıklama da yapıyor. Kararlı olmayanlara ayrılma fırsatı veriyor. Eşkiyalık yapmaya yeltenen olursa onlara da haddini bildiriyor. Çok dikkatli. İhanet affedilmiyor. Cezası idam. Düşmanla bir olup ahaliye zulmeden hainler yakalanıp kurşuna diziliyor.


Örneğin Çorum, Alayaka bölgesinde bir Ahmet Ağa var. Herkes tırsıyor ondan. Çok zalim birisi. Yunanla da arası çok iyi. Ondan da faydalanmayı deniyor önce İbrahim Ethem Bey. Ama olmuyor. Sonunda Dedeler köyü taraflarında yanında birisiyle dağda istihbarat yaparken düşüyor Akıncıların eline Ahmet Ağa. Kurşuna dizip çıplak bedenine bir kağıt tutturuyorlar. "Vatanına, din ve milletine hiyanet edenlerin cezası budur" yazıyor kağıtta. 

Ahmet Ağanın idamından sonraki gün, 13 Kasım 1921'de Çorum tekrar işgal ediliyor. Bu kez düşman köye yerleşiyor. Mezar Tepesine karargah kuruyor. 

İbrahim Ethem bey ordu ile temas yolları arıyor hep. Raporlar gönderiyor. Talimat istiyor. Sonunda başarıyor. Umudu artıyor.

Kış gelince dışarda kalmak kolay mı? Dağ başlarında güvendikleri köylere sığınıyorlar. Her zaman tetikteler. Yer değiştiriyorlar sürekli. Karda kışta atların bakımı zor oluyor. Bir dönem piyade olarak devam ediyorlar mücadeleye.

Kime güveneceğini bilmek, tehlikeleri sezmek çok önemli. Parti Pehlivan bile hata yapıyor bir keresinde. Dost görünümlü biri "Niye dert ediyorsun? Çok güvenli bir yer var bildiğim. Eşini oraya bırakalım" diyor. Sonra da gidip yerini düşmana ihbar ediyor. 

Çetelerin aklı hep ailelerinde. Çünkü düşman oradan yükleniyor. Rehin alıyor aileleri. Buradan teslim almaya çalışıyor akıncıları. Bu nedenle bazıları eşlerini yanında gezdiriyor. Onlar da at sırtında geziyor dağları. Halil Efenin eşi Makbule efe de tüfek atarmış, fişek kuşanırmış. Sonunda bir çatışmada şehit olmuş. 

Halil Efe de Selendi taraflarında bir çatışmada şehit oluyor. Araziye gömüyorlar ama mezarını gizlemek zorunda kalıyorlar. Ölü bedenini ele geçirmesi halinde düşmanın yapacağını biliyorlar çünkü. İbrahim Ethem'i öldürdük diye propaganda yapmışlar daha önce. Ellerinde sakallı bir kesik başı gezdirmişler köy köy.

İbrahim Ethem Beyi de sıkıştırıyor düşman. Balıkesir'deki annesini ve kardeşlerini rehin alarak "Gel teslim ol, ne istersen yapalım" diye mektup gönderiyor. Ama teslim olmuyor. "Önce vatan" diyor.

Hep bir umudu var akıncıların. "Kış bitecek. Ordumuz saldırıya geçecek. Düşmanı yurdumuzdan söküp atacağız" diye bekliyorlar. Kış bitiyor, bahar geliyor. Ama bekledikleri gibi olmuyor. Neredeyse yaz bitecek hala haber yok. Umutlar kırılmaya başlıyor. "En iyisi biz Yunanla iyi geçinmenin yollarına bakalım" diyenler çoğalmaya başlıyor. Çok zor bir durum gerçekten. 

Ne zaman ki 26 Ağustos'ta başlayan büyük taarruzun haberleri gelmeye başlıyor. O zaman hava değişiyor. Herkese can geliyor. Bu haberi hemen yayıyor İbrahim Ethem bey. Akıncılara katılmak isteyenler çoğalıyor. 

30 Ağustostan sonra düşman ordusu panik halinde kaçmaya başlıyor. Müfrezeler düşmanın ensesinde sürekli. Sıkıştırıyor onları. Çekilirken düşman köylere kasabalara daha fazla zarar vermesin isteniyor. 

Simav, Yeniköy ve Çorum'u 31 Ağustosta boşaltıyor düşman. 3 Eylülde de Sındırgı'yı tahliye ediyor.

Asayiş için de önlemler alınmaya başlanıyor hemen. "Kasabalarda idare ve iaşe için heyetler oluşturulacak" diye genelge yapıyor İbrahim Ethem bey. Bizim ordunun gelmesi beklenmiyor. Örneğin Balıkesir. Yunan kuvvetleri 6 Eylülde şehri boşaltırken hemen müfrezeler giriyor şehre. İbrahim Ethem bey Balıkesir'den yönetiyor akıncıları. Edremit, Burhaniye, Balya, Bigadiç, Sındırgı, Akhisar, Soma, Kırkağaç... 

Sonunda 25 Eylül 1922'de ordu geliyor Balıkesir'e. Akıncılar da görevi orduya devrediyor. Müfrezelere dağılma talimatı veriyor İbhrahim Ethem Bey. 

Söz verdiği gibi tekrar Demirci'ye dönüyor kaymakam olarak. Sonrasında Malatya'da, Muğla'da genç cumhuriyetin valisi olarak görev yapıyor. Atatürk'ün önerisiyle "Akıncı" soyadını alıyor. 

İbrahim Ethem Akıncı 11 Mayıs 1950 tarihinde kalp krizi geçirerek göçüyor bu dünyadan. Mezarı Sındırgı'da. Büyük bir kahramanlık örneği bırakıyor ardında. 

Onun gibi kahramanlar sayesinde bugün varız. Anıları önünde saygıyla eğiliyorum."

İbrahim Ethem Akıncı'nın Kaleme aldığı hatıralar kitabı

Demirci Kaymakamı: İbrahim Ethem (İşgal Zamanı)



Düşman İşgalinden sonra Kaymakam İbrahim Ethem Akıncı


Sındırgı Yaylabayır Kız Folklor Ekibi

Yaylabayır mahallesinin Halk Oyunları ekibi. Her platformda ilçenin tanıtımına önem veren  Folklor Ekibi. 

Balıkesir'imizin Sındırgı - Yaylabayır mahallesi halk oyunları ekibi bu kültürümüzü yaşatmak, gençlerimize Shakira ve Madonnalar yerine ŞEHİT MAKBULEMİZİ, ASLAN EFEMİZİ tanıtmaya, alaca karanlık kuşağı gençliği yerine ALACA MESCİT ruhuyla donanmış bir gençlik yetiştirmeye çalışıyorlar.

Sındırgı Yaylabayır Mahallesi halk oyunları ekibinin yöresel kıyafetleriyle oynadığı oyunlar vatandaşlar tarafından çok beğeniliyor. Uluslararası platformlarda Balıkesir'imizin ve yöremizin kültürünü ve folklorunu tanıtmak adına verilen görevi en iyi şekilde yerine getirmektedirler. Sındırgı'da  okul müdürlüğü yapan İbrahim Balaban nezdinde Yaylabayır halk oyunları ekibi, yöre halkının yoğun ilgisi altında  çalışmalarını ara vermeden sürdürüyor.

Sındırgı Yaylabayır halk oyunları yöneticisi  Sayın İbrahim Balaban'ın açıklaması şöyle:

Ben aslen Manisa Gördes'liyim. Mesleğim sınıf öğretmenliği. 7 Ocak 1997'den beri Sındırgı Yaylabayır'da görev yapıyorum. Halen de burada hem ilkokul hem de ortaokul müdürlüğü görevimi sürdürmekteyim. Yaylabayır Kız Folklor Ekibi tamamen şahsıma ait bir oluşum ve ekipteki kızlarımızın tamamı benim öğrencilerim. Hepsi de Yaylabayır'lı.

Ekibimizin içinde ortaokul, lise ve hatta üniversiteli öğrencilerim var. Ekibimiz sayı konusunda kesin bir rakam olmamakla beraber, isteğe göre 8-10 kişi arasında bazen de 6 kişi ile ekibimizi  oluşturuyoruz.

Oyunlarımız Balıkesir-Sındırgı yöresi ağırlıklı olup, ekibimizin giydiği kıyafetler anne ve ninelerinin çeyiz sandıklarından çıkarıp giydikleri yöresel kıyafetleri ve kendilerinin işleyip başlarına bağladıkları arpa sapı/çitlembik oyalı yazmalarıyla bizlere emanet ettiği 80-100 yıllık hatta 150 yıllık  giysiler.

Oynadığımız oyunların başında, Akpınar (hızlı ve yavaş şeklinde 2 farklı türünü de oynuyoruz) Sındırgı Dağlarında, Edalı Yar, Harmandalı, Çökertme, Kerimoğlu Zeybeği, Annem Entari Almış, Selendinin sarı sarı samanı, Cemilem'in Gezdiği Dağlar Meşeli, Haccem Çaylar Yaptın mı?, Kızılcıklar oldu mu, Yüksek yüksek tepelere, Köroğlu olmakla beraber çok geniş bir repartuara sahibiz.

Elimizden geldiğince Şehit Makbule Diyarının bir eğitimcisi olarak Şehit Makbule ruhunu yaşatmaya ve bu ruhu yeni nesillere aktarmayı milli bir görev olarak görüyoruz.

Davet edildiğimiz her türlü düğün, bayram, sünnet, açılış ve televizyon programlarına katılıp BALIKESİR ve Sındırgının tanıtımına elimizden gelen katkıyı vermeye çalışıyoruz. Başarabilirsek ne mutlu bize..


Balsev (İsmail Yavuz)


Video

https://www.facebook.com/BALKES45/videos/vb.1422675974/10205716159009551/?type=2&theater


https://www.facebook.com/BALKES45/videos/vb.1422675974/10206283977444657/?type=2&theater


https://www.facebook.com/suleyman.ertas.7/videos/t.100001410586958/860799280679157/?type=2&theater


https://www.facebook.com/ecem.yasar.7399/videos/t.100001410586958/1663423130539162/?type=2&theater


https://www.facebook.com/kazim.erinola1/videos/vb.100000068291170/1124521434226789/?type=2&theater


Yaylabayır kız folklör ekibi 

https://www.facebook.com/yaylabayir.folklor/?fref=ts












Balıkesir'in Yol Sorunu Var

Balıkesir’in büyük yol sorunu var. Manisa ve Bursa’ya gittiğimde bunu çok iyi gözlemliyorum. Şamlıdan / Değirmen Boğazı'ndan gelirken zaten başlıyor yol bozulmaları. İl yöneticileri sanırım otobandan gittiği için görmüyor mudur nedir.. 

Şehir içi de sinyalizasyon o kadar karmaşık ki, aynı yolda 50 metre ötedeki yeşil yanarken, kırmızıda bekliyorsun. Yeşil dalga uyumsuzluğu yöneticiler ile alt yöneticilerin ne kadar uyumlu çalıştığını yüzüne vuruyor. İlçe yolları zaten hak getire.. 

Kırsal Mahalle yollarının hala toprak/çamur olması ise sanki -Balıkesir Büyükşehir olmayı hak etmiyordu-nun göstergesi gibi.. 

Ege’de elde kalan tek Büyükşehir: Balıkesir. Bursa ve Manisa arasında kalmışlıktan çıkamayan il, Balıkesir. Bandırma ve Edremit gölgesinden kurtulamayan Balıkesir. Daha yol sorununu bile bitirememiş Canım Memleketim Balıkesir. “Kör nokta” olarak kalmış bizim için “son nokta” olan Balıkesir.



Görsel : AI

SEN ÖLDÜKTEN SONRA..

 SEN ÖLDÜKTEN  

1 SAAT SONRA  

Ağlamalar azalır. 

Ailen eve gidip yakınlarının yeme içme işiyle ilgilenmeye başlar. 

Bu sırada bedeninde organizmalar çalışmaya başlar. 


İKİ SAAT SONRA  

Evini arayip cenazeye katılamayanlar mazeret bildirirler. 

Bu sırada evindeki taziyeye gelenler spor ve siyaset konuşmaya başlar. 


ALTI SAAT SONRA 

Birinci dereceden yakınların hariç diğer herkes evine dönüp, bir sonraki gününü planlamaya başlar. 


24 SAAT SONRA 

İç organların çözünmeye başlar. Bu sırada telefonuna önü bilmeyen kişilerin aramaları, reklam mesajları gelmeye devam etmektedir. 


İKİ HAFTA SONRA 

Çocukların miras paylaşımı için bir avukatla görüşür ve tırnaklarınla dişlerin dökülmeye başlar. 


3 AY SONRA 

Eşin televizyonda bir komedi filmine güler ve bedenin sıvılaşmaya başlar. 


BİR YIL SONRA 

1.yıl dönümünde birisi: "Vay be, bu kadar oldu mu? Daha dün gibi." der ve vücudundaki asit kefenini eritir. 


ON YIL SONRA  

Bir arkadaşın eski bir fotoğrafta görüp hatırlar. Bedeninden geriye kalan sadece kemiklerdir.


İşte bu dünyadaki varlığının tamamen unutulması, bu kadar kısa süre alır. Şimdi bugün kafana taktığın kişi ve olayları tekrar gözden geçir. 

SENCE DEĞER Mİ?


Biriktirdiğin hiç birşey senin değil.

Bu dünyadan bir hoş seda bırakıp geçip gidebiliyorsan ve elalem ne derse takılmadan kendin olup dilediğince yaşayabiliyorsan sana hergün bayram.

Sen hep süpersin.

Vesselam.

Kaybolan Kültür: Köy Minibüs ve Dolmuşları

Para olur olmaz, biner giderdik

Sözümüzde durur, geri öderdik 

Mazotu biterse, iner iterdik

Kahrımızı çekti, Köy minibüsü 


Kliması doğaldı, açardık camı

Unuturduk içinde, kederi Gamı

Yavaş giden şoför, alırdı Namı

Kahrımızı çekti, Köy minibüsü 


Yollara dizilir, bekler binerdik

Yokuşlarda kıymaz, düzde inerdik

Köyden şehre kadar, sohbet ederdik

Kahrımızı çekti, Köy minibüsü


İçinden ağırdı, yukarda yükü

Taşırdı köylerden, Yoğurdu sütü

Sağlamsa teybi, çalardı Türkü

Kahrımızı çekti, Köy minibüsü


20.01.2024 

Hassalı Şair Mustafa Andız


Sındırgı'da Nefes Kesen Uyuşturucu Operasyonu: 56 Hap Ele Geçirildi

Türkiye'nin dört bir yanında uyuşturucuyla mücadele devam ediyor. Emniyet personeli, araçlarda ve şahıslarda yaptıkları aramada gizlenmiş şekilde 56 tane uyuşturucu hap ele geçirildi.

Sındırgı'da Gece Yarısı Operasyonu

Gece saatlerinde devriye görevi yapan Sındırgı İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Çamlık mevkiinde şüpheli davranışlar sergileyen 3 kişiyi durdurdu ve üzerlerinde ve araçlarda uyuşturucu araması gerçekleştirdi. Polis ekipleri, araçlarda ve şahıslarda yaptıkları aramada 56 tane uyuşturucu hap ele geçirdi.

İncelemeler sonucunda, uyuşturucu maddenin önceden banka havalesi ile ödendiği ve ardından teslimatın gerçekleştirildiği belirlendi. Şahıslardan M.T.'nin, A.S. isimli kişiden 2.500 TL karşılığında satın aldığı uyuşturucu malzeme ile ilgili yapılan tahkikatta, alışverişin polis ekiplerinin müdahalesi sırasında gerçekleştiği tespit edildi.

A.S. isimli zehir taciri hakkında uyuşturucu madde ticareti, diğer şahıslar M.T. ve E.Ç. ise uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak suçlarından soruşturma başlatıldı. Emniyet ekipleri, bu operasyonun ardından uyuşturucu ticaretiyle mücadelede kararlılığını sürdürerek, ilçedeki güvenlik önlemlerini artırmaya devam ediyor.


Yörüklerde Duşak Kesme Geleneği

Yörüklerde “duşak kesme” töreniBebeklerin ilk adımlarını düz basacağına, hayat yolundaki adımlarını doğru atacağına ve her türlü kötülüklerden korunacağına inanılan geleneksel bir törendir. Törene çok sayıda davetli katılır. Tören sırasında, bebeğin iki ayağı boncuklu bir iple bağlanır ve ailede en bilge ve düzgün yürüdüğü bilinen yakını tarafından besmele çekilerek boncuklu ip kesilir.Bu gelenek, Türk halklarında “duşak kesme”, …


http://dlvr.it/T1vXZ3

Türkiye Peynirlerinin Şahı : Kelle Peyniri

Osmanlı döneminde bundan 200 yıl önce Mihaliç (Karacabey)'e gelip yerleşen Arnavutlar, ülkeye damak tadıyla tanıştırdıkları bir peynir çeşidi olan kelle peynirini ürettiler.

  • Kelle Peyniri:

Bandırmalıların vazgeçemediği bu peyniri yemeklerine bile kattılar. Özel soslarda kullandılar. Simit ve kelle peynir ikilisini keşfettiler. Bandırma’ya özgü kelle peynirli patlıcan kızartmasını Türk mutfağına armağan ettiler.

Bu peynirin adı, Bursa’nın Karacabey ilçesinin eski adı olan Mihaliç’ten gelir. (Eskişehir Mihalıcçık peyniri ile karıştırılmamalıdır.)

Karacabey’in yanı sıra Bandırma, Susurluk, Sındırgı, Gönen, Manyas, M. Kemal Paşa ilçelerinde de üretilir. Halk arasında Mağlıç olarak da telaffuz edilir. Kelle peyniri, beyaz peynir gibi tuzlu su içerisinde (salamura) saklanır.

Bursa ve Balıkesir yöresinde genellikle tam yağlı çiğ kıvırcık koyun sütünden yapılan, 2-3 mm kalınlığında kabuk ve 3-4 mm çapında yuvarlak gözler içeren, yarıksız, çatlaksız, oldukça tuzlu, sert bir peynir türüdür.

Türkiye’nin en sevilen ve saygı duyulan klasik peynirlerinden biridir. Türkiye peynirlerinin şahı olarak adlandırılır. Batılı damaklar bu peyniri diğer bütün toprağa yakın peynirlere göre daha iyi bulurlar. Üretimde hem inek sütü hem de koyun sütü kullanılabilir. Ama koyun sütü daha koyu bir damak tadı getirir ve daha uygun bir olgunlaşma sağlar. Birkaç aylıkken beyazdır, üzerinde delikler vardır. Bundan sonra koyu sarı bir renk alır ve çok zinde olur. İnce kesilirse lezzetli ve daha yoğun bir tat verir. O bakımdan kalın parçalar yerine ince parçalar halinde yemek daha yerinde olur. Ayrıca badem, kuru meyve, karpuz ve kahvaltıda domates ile iyi gider. Tencere yemeklerinde ya da ızgara olarak da mükemmeldir. Az tuzlu, normal tuzlu ve eski olmak üzere üç tipi vardır. Eski olanı makbuldür.

Peynir, sert, yağlı, tuzlu ve bol gözeneklidir. Bu nedenle peynir oldukça dayanıklıdır.


Tüm Hakları Saklıdır © 2014 Sındırgı.net | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Sındırgı için ile..