Şair Muhittin GÖKAY ve Şiirleri
Kaybolan Kültür: Köy Minibüs ve Dolmuşları
Para olur olmaz, biner giderdik
Sözümüzde durur, geri öderdik
Mazotu biterse, iner iterdik
Kahrımızı çekti, Köy minibüsü
Kliması doğaldı, açardık camı
Unuturduk içinde, kederi Gamı
Yavaş giden şoför, alırdı Namı
Kahrımızı çekti, Köy minibüsü
Yollara dizilir, bekler binerdik
Yokuşlarda kıymaz, düzde inerdik
Köyden şehre kadar, sohbet ederdik
Kahrımızı çekti, Köy minibüsü
İçinden ağırdı, yukarda yükü
Taşırdı köylerden, Yoğurdu sütü
Sağlamsa teybi, çalardı Türkü
Kahrımızı çekti, Köy minibüsü
20.01.2024
Hassalı Şair Mustafa Andız
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü
Sindirgi.net olarak,
10 Ocak Gazeteciler Günü Nasıl Ortaya Çıktı?
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü, 1961 yılında gazetecilerin elde ettiği önemli hakları kabul etmeyen medya patronlarının gazete basmayacağını açıklaması ve basın emekçilerinin bu açıklamaya meydan okuması sonucu ortaya çıkmıştır. Bu olay, “Dokuz Patron Olayı” olarak basın tarihine geçmiştir. Patronların boykotuna karşı gazeteciler, “Basın Gazetesi” adlı bir gazete yayımlayarak meslektaşlarının haklarını savunmuşlardır. 10 Ocak, önce “Çalışan Gazeteciler Bayramı” olarak kutlanmaya başlamış, daha sonra 1971 yılındaki askeri müdahale sonrası “Çalışan Gazeteciler Günü” olarak değiştirilmiştir.
Bu önemli günün anlam ve önemini belirtmek için size bir şiir yazdım.
Gazeteci Şiiri
Gazeteci, haber peşinde koşan
Gerçeği arayan, yazan, söyleyen
Bazen sevinen, bazen üzülen
Ama asla pes etmeyen Gazeteci..
Gazeteci, toplumun gözü kulağı
Haksızlığa karşı durur yüreği
Bazen yalnız, bazen kalabalığı
Ama asla susmayan dilli Gazeteci..
Gazeteci, mesleğine aşık olan
Emeğini veren, alın teri
Bazen ödüllü, bazen yeri
Ama asla vazgeçmeyen Gazeteci..
Balıkesir'in ve İlçelerinin Şiirleri
BALIKESİRİM ŞİİRİ
Balıkesir'in güzel ilçeleri
Sındırgı, Bigadiç, Dursunbey, İvrindi
Altıeylül, Havran, Balya, Karesi,
Savaştepe, Kepsut, Susurluk, yemyeşil hepsi
Kuzu, balık, kuş cenneti, Kolonyası,
Gönen, Manyas, Marmara Adası
Zeytini, höşmerimi, peyniri, balı
Tescillidir! Halısı, kilimi, çömleği, sanatı
Balıkesir'in denizi, doğası, güneşi
Tarihi evi, Kuvayı milliye ve Seyit Onbaşı,
Huzuru, mutluluğu, kültürü, yemeği
Balıkesir'im! her şeyin güzel, her şeyin sevgili
Çalışkan kadını, yörüğü, macırı
Balıkesir'in ormanı, sahili, kaz dağları
Gömeç, Burhaniye, Edremit
Irmak, irmik, helva, keşkek ve tirit
Meşhurdur Ayvalık, Erdek, Bandırma
Balıkesir'in şiiri, benim şiirim, sizin şiiriniz
Ey yolcu! Balıkesir'e hoş geldiniz
Gelen gitmez, artık burası sizin şehriniz..
Ayvalık Şiiri
Sahilinde binlerce uygarlık
Gelmiş geçmiş Ayvalık'tan
Tarih dolu her yeri
Benim güzel Ayvalık'ım.
15 Nisan 1934 günü
Ata'm gelmiş Ayvalık'a
Yurdu kurtarmak için
Orduları göndermiş buraya
Cundası, Şeytan Sofrası
Tostu, balığı, lor tatlısı
Çiftetelli, harmandalı, oyun havası
Ne güzel olmuş Ayvalık'ım.
Balya Şiiri
Balya, sen ne güzelsin, sen ne özelsin
Maden gibi sağlam, yumuşacık Tereyağın gibisin
Seramik toprağınla ünlü, narenciye bahçelerisin
Meyvelerin bereketli, ürünlerin Zengin Balya
Balya, sen ne güzelsin, sen ne özelsin
Kaplıcaların şifa verir, suyun canlandırır
Yeşilin huzur verir, dinginliğin güneşin ısıtır
Balıkesir'in güzel ilçesi, Gururlu Balya
Bütün Balya, ilçe, köy, bayır, bucak,
Yedi iklim, sular, çiçekler kucak, kucak,
Gönülleri bulutlarla huzur dolduracak,
Bahar mı geldi yoksa Yeşil Balya..
Bandırma Şiiri
Kızılcık şurubu içtim, tatlı bir serinlik
Lor tatlısı yedim, lezzetli bir esinlik
Sütlü kadayıf aldım, mis gibi kokuyordu
Höşmerim yaptım, yumuşacık dokuyordu
Sahili gezdim, kuş cenneti gördüm
Yeşil ve mavi renklerle ördüm
Deniz kenarında huzur buldum
Marmara'nın sularıyla sevinç doldum
Bandırma vapuruyla gemiye bindim
Ağaçların arasında yolu tayin ettim
Balık tuttum, taze taze pişirdim
Sokaklarda tarihi Bandırma'yla tanıştım..
Marmara Şiiri
Denizin bağrında telli duvaklı
Çoğumuzdan kopmuş azın Marmara!...
Mermerlerinde nice sır saklı
Kışlara gülümser yazın Marmara!...
Bengi zeybeği dillere destan
Yörüğün ayranı içilir tastan
Halk nağmelerinle eylersin mestan
Bir başkadır türkün, cazın Marmara!...
Küçük şehirden geldin bu hâle
Kayalıkların boldur sanki bir kale
Doyumsuz denizin sığmaz hayale
Tarif edilemez hazzın mavi Marmara!...
Bugünden yarına taşırsın umut
O güleç hâlinle gönlümü avut
Masmavi denizinde gülümser bulut
Kirlenmesin sahilin, suyun mavi Marmara!...
Hayalin; zamanı, zemini aşar
Avşa'dan yol alır, sonsuza koşar
Bu güzel adalarda kardeşçe yaşar
Yörüğün ve Macırın yeşil Marmara!...
Bigadiç Şiiri
Burhaniye Şiiri
Dursunbey Şiiri
Edremit Şiiri
Erdek Şiiri
Gömeç Şiiri
Gönen Şiiri
Havran Şiiri
İvrindi Şiiri
Kepsut Şiiri
Manyas Şiiri
Savaştepe Şiiri
Sındırgı Şiiri
Susurluk Şiiri
Azerbaycan Şiiri
AZERBAYCAN
Benim hayatımın en hareketli ve en verimli dönemleri Azerbaycan’da geçti.
Oraya gittiğimiz zaman ülkenin başında karabulutlar geziyor, QARABAĞ ve etrafında sürekli toprak kaybediliyor, düşmanla mücadele etmek için birlik oluşturulamıyordu. Kaybedilen topraklar, gelen şehitler, yüzbinlerle QAÇGIN denilen mecburi göçkünler, fakirlik, yokluk ve kıtlık….. Bunları Azerbaycan halkı ile beraber yaşadık. Okulumuzun bahçesi şehitlerin getirilip bekletildiği yerdi. Şehit yakınlarının perişan vaziyetine çok şahit oldum. Kim olduklarını bilmediğim bu şehitlere kendi odamda çok gözyaşı döktüm. Ama bunu sadece ben ve HAYY OLAN ALLAH bildi.
Sonra bir sükunet ve rahatlık devri başladı ama o yıllarda kaybedilenler ve bıraktığı yaraları hep gördük, hissettik.
Ve yıllar sonra can Azerbaycan’ımızın Zafer haberleri bizleri sevindirdi, coşturdu. Zaferlerin daim olsun Azerbaycan!
Azerbaycan hakkında çok şey söylemek mümkündür. Çünkü orada yaşadığım 17 yıla asırlar sığdı. Ancak sözün kısası makbuldür sadedinde duygularımı bir ölçüde bulduğum şu şiir çok hoşuma gider ve okurum zaman zaman.
ŞAİR YAVUZ BÜLENT BAKİLER’ E Allah rahmet etsin
AZERBAYCAN YÜREĞİMDE BİR ŞAHDAMARDIR
Kuşluk vaktine kadar geceler boyu
Savrularak okuduğum yine Şehriyar
Ala ceylanlara benzer hep Azeri türküler
Dinlediğim tar
Ayrılmaz başımdan bırakmaz beni artık
Selamsız sabahsız bir efkar
Ve yüreğim bin yıllık destanlarla tutuşur
Büyür Azerbaycan kadar
Azerbaycan
Dedem Korkut şafağı
Mübarek dilimi süt gibi sağar
Bazen rüzgar olur iliklerimde
Bazen yağmur gibi üstüme yağar
Götür beni Aras Al beni Hazar
Oğuz'u Oğuz'dan başka kim anlar
Yaram derin merhemim yok vaktim dar
Bir destan yazar gibi yaz beni Hazar
Duy beni Bahtiyar
Duy beni Şahmar
Geçen zaman üstüne dökülen kan üstüne
Kılıç - kalkan üstüne
Ve ağzı köpüren yeleli atlar üstüne
Benim bir yeminim var
Azerbaycan yüreğimde bir şahdamardır
Ben Yakup gibiyim uzun yıllardır
Onda Yusuf'umun kokusu vardır
Ve hasreti gönlümde büyük Türkistan kadardır
Ayettir kitabımda bayrağımda rüzgardır
Azerbaycan yüreğimde şahdamardır
Şimdi Azerbaycan'da mevsim bahardır
Türküleri yine, baştanbaşa efkardır
Düşlerime yağan kardır
Boynu bükük bir diyardır
Yardır
Ağzı köpüren atlar üstüne yeminim vardır
Azerbaycan yüreğimde bir şahdamardır.
AYVALIKTA KAHVE FASLI -Şiir
AYVALIKTA KAHVE FASLI
Ayvalık’ da munis bir sonbahar günü.
Başlar cezveyle kahvenin düğünü.
Cezve tutuşur, yaprak uçuşur.
Cezve başında dostlar buluşur.
Gökte süzülürken bir tatlı bulut.
Kahvenin rengi sanki parlayan yakut.
Gönle aksi vurur kahvenin renginin.
Olmaz burada yeri öfkenin kinin.
Yapraklar gazelken güzellik dokur.
Dost dostun gönlünü ezberden okur.
Mavi yeşil birbiriyle kaynaşır.
Suda hare hare renkler oynaşır.
Hava tene hafif ürperti verir.
Şeker kahvede ayrı bir şevkle erir.
Dost elleri kahveyi hoş karıştırır.
Kahve dostları daha yakınlaştırır.
Ayvalık’ta kahve faslı ayrı bir zevktir.
Dostluk özde saklı solmaz çiçektir.